TİCARET, SİYASET VE AHLAK
Toplumun birbirine kenetleyerek bir arada tutan değerler, normlar ve kurallar vardır. Bu unsurlar zaafiyete uğradığı zaman ahlaki çöküntü topluma hakim olur. Ahlaken çökmüş olan bir toplumun sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi işleyiş bakımından sağlıklı olması mümkün değildir. Toplumu içerden kemirerek yıkılmasına sebeb olan olumsuzluklara muhatap olmamak için, toplum ahlakını pekiştiren değerlere, normlara ve kurallara sahip çıkılması gerekmektedir.Toplum önünde bulunan kişilerin ahlak bekçiliğini bir yana bırakıp ahlaklı insanlar olarak topluma rol model olmalarının zamanı gelip de geçmektedir. Mahatma Gandhi, bir toplumu uçuruma sürükleyebilecek “yedi ölümcül günah” olarak şunları sıralar: Bir, çalışmadan zengin olmak ya da servet sahibi olmak. İki, bilinçsiz keyif. Üç, karakter olmaksızın bilgi. Dört, ahlak olmaksızın ticaret. Beş, insanlığa dayalı olmayan bilim. Altı, özveri olmaksızın din. Yedi, ilkesiz siyaset.
Bir insan ilim yapıyorsa bilgisi ile amil olmalıdır. Bir insan ticaret yapıyorsa ahlakı ile dürüst olmalıdır. Bir insan siyaset yapıyorsa adaleti ile sorumluluk sahibi olmalıdır. Bir insanın, insan olma onurunu ayakta tutabilmesi için insani değerlere gönüllü olarak bağlanması ve inandığı değerler için mücadele yolunda her şeyi göze alması gerekmektedir. Açık olan şu ki sıradan bir insan söz dili ile meramını ifade ederken kamil insan davranış dili ile meramını ifa eder. Zaten insanların her şeyi birbirlerine söz ile söylemesini beklemek doğru bir beklenti değildir. Hele eyleme dayalı olmayan söz insanları aldatmaya yöneliktir. İnsan, muhatabının ne demek istediğini davranışlarına bakarak rahatlıkla okuyabilir. Bu nedenle insanların birbirlerine karşı davranış sergilerken, insanın kendisine karşı ahlakan doğru davranıldığı hissetmesi manasına gelen ahlaki adalet çerçevesinde hareket etmesi gerekmektedir. Siyaset ve ticaretle uğraşan sorumlu bir insan olarak görevimin toplumda eksik ve yanlış giden durumları ifade etmek olduğunun idrakindeyim. Bir tespit olarak bugün ülkemizde yaşanan toplum hayatında değerlerin, normların ve kuralların değersizleştirilmekte ve aşındırılmakta olduğunu söylemeyi bir görev bilmekteyim. Eğer toplum değerlerini, norm ve kurallarını yok ederse kendisini güçlü ve büyük kılan ana birleştirici çimentosunu yok eder.
Bugün toplumun acilen ihtiyaç duyduğu insan modeli, toplumun menfaatlerini kendi menfaatlerinin önünde tutan, ağzından çıkan sözün arkasında duran, çevresine numune teşkil edecek eylemler sergileyen bir duruş sahibi şahsiyettir. Bu şahsiyetlerin mevcudiyeti ve toplum içinde yaşantısı kendileri açısından büyük bir meşakkat istese de toplumların istikbali bu şahsiyetlerin onurlu duruşu ile mümkündür. Bu kapsamda toplum olarak en büyük görevimiz, bu duruşa sahip olarak hareket etmek ve bu kimliğe sahip bir gençlik yetiştirmek için gayret etmektir. Merhum Liderimiz Alparslan TÜRKEŞ’in “Hepiniz birer Türk bayrağısınız, bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin, yere düşürmeyin” diyerek seslendiği Türk gençliğinin ihyası toplumun ana hedefi olmalıdır.
Kapitalizmin kıskacında emperyalizmin oyuncağı haline getirilerek sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi hayatımızda değerlerimizi öteleyerek kısa vadede sonuç almaya odaklanmış bir toplum haline getirildik. Bu doğru işleyen bir süreç değildir. İnsanın asli fıtratına dayalı değerler, normlar ve kuralarla hareket eden toplumların karı hemen anlaşılmasa da ileride kat ettikleri mesafe daha iyi görülecek ve geleceği kazanacak olan onlar olacaktır. Bütün renklerin hızla kirlendiği günümüzde tüm suçu beyaza atmamızın bizlere bir faydası olmayacaktır.Kadirşinas Türk Milletinin her ferdini kendi aklını kullanmaya,bedeninin ve nefsinin esiri olmadan yaşamaya yönlendirmek en büyük görevimizdir.Sanayide kendi ürünümüzü,ticarette kendi değerimizi,siyasette milli fikirlerimizi üreterek hayata geçirebilecek potansiyelimiz bulunmaktadır.Hukuktan ayrılmadan,adaletten şaşmadan istişare ile alınan karararı liyakat sahibi insanlarla hayata tatbik ettiğimizde tüm iddalarımızın ve ideallerimizin gerçekleştiğini göreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın