Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili Turgay Develi, partisinin küçülmesini ve bir türlü iktidara gelememesini 'halkın gündeminden ve dertlerinden kopuk bir siyaset' izlenmesine bağladı.

DEVELİ: "HALKTAN KOPUK BİR SİYASET İZLEDİK"

CHP'nin kendisine dayatılan sonuçlar üzerinden siyaset yaptığına işaret ederken, başörtüsü ve laiklik konusundaki keskin tavrı örnek verdi. Yıllarca başörtüsü ile uğraştıklarını, halkın derdini bırakıp laiklik peşinde koştuklarını belirten Develi, "Geçmişten bu yana halktan kopuk bir siyaset izledik. Toplumdan kopuk bir siyaset izleyen partilerin başarılı olma şansı yok." dedi.

"YILLARCA LAİKLİK PEŞİNDE KOŞTUK"

Zaman gazetesine konuşan anamuhalefet partisinin gazeteci kökenli vekili, "Bizim tarihsel eksikliğimiz ve yanılgımız şu: Yıllarca laiklik peşinde koştuk, başörtüsü ile mücadele ettik ve sistemin savunma refleksini hep ön plana çıkardık. Yanlış yaptık. Sosyete partisi olduk. Bu da partimizi bugünkü hale getirdi." ifadelerini kullandı. CHP'li vekil, başörtüsü ile uğraşmaktan adeta halkı unuttukları, cami cemaatinden korktukları özeleştirilerini de yaptı. Bundan sonra daha efektif, daha rafine bir siyaset izleyerek, soğuk savaşın siyaset dili yerine, halkın içinde yaşadığı sorunlara dokunan bir politika dili geliştirmek istediklerini söyledi.

''HALKIN AYAĞINA GİDECEĞİZ''

CHP'nin kendisine dayatılan sonuçlar üzerinden siyaset yaptığına işaret eden Turgay Develi, şu görüşü dile getirdi: "Biz bir eksik yapıyorduk. Birileri tarafından kurulan ve ortaya çıkan sonuçlar üzerinden refleks gösteriyorduk. Halbuki, sonuçlar üzerinden siyaset yaparak bir yere varılamaz. Sonuçların nedenleri üzerinden bir yol izlemek lazım. Biz onlara samimi gelmiyoruz, inandırıcı gelmiyoruz. Ama halkın ayağına gideceğiz, dizinin dibine oturacağız ve partimizin programlarında aslında var olan temel sorunlara çözüm önerilerimizi anlatacağız."

"CAMİ CEMAATİNDEN KORKTUK"

Turgay Develi'ye göre halk yoksul, işsiz ve çaresiz. Çiftçi ürettiğinin karşılığını alamıyor, işçi sendikasızlaştırılıp öksüzleştirildi. Türkiye'de 10 milyon emekli varken bunlara ulaşıp kendi dertlerini anlatmak yerine, başka şeylerle uğraştıklarını kaydeden Develi, "Biz cami cemaatinden korktuk, uzaklaştırıldık. Bunlar soğuk savaş siyaset diliydi. Türkiye'de ülkücü, devrimci, milli görüşçü ve sosyalistler olarak bu dili kullana kullana kamplara bölündük." eleştirilerini yaptı.

''BİR ÜLKÜCÜ BİR SOLCU NASIL SEVİYORSA..''

CHP Adana Milletvekili, partisinin bundan sonra daha efektif, daha rafine bir siyaset izleyerek, soğuk savaşın siyaset dili yerine değerler üzerinden; algılar üzerinden yapılan siyaset yerine, halkın içinde yaşadığı sorunlara dokunan, halkın çözüm iradelerini dinleyerek bir politika dili geliştirmek istediğini söyledi. Develi, bunun halk nezdinde karşılık bulacağına inandığını söyledi. Develi sözlerini şöyle noktaladı: "Bir ülkücü, bir solcu, bir sosyalist ne kadar seviyorsa, ben de o kadar seviyorum. Bu söylemlerimizi samimi bir şekilde anlatabilirsek toplumun her katmanından destek alacağımıza inanıyorum."