Adana ve Tarsus'taki Nevruz kutlamalarına katıldıktan sonra Mersin'e gelen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, beraberinde İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile birlikte KCK operasyonunda tutuklanan BDP Mersin eski İl Başkanı Cihan Yılmaz'ı cezaevinde ziyaret etti. Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, Nevruz'da insanların alanlara çıkmasını engellemeye yönelik tutumun, her yerde sert bir müdahaleyi gündeme getirdiğini savundu.

"BU DURUMU BİZ ARZULAMADIK"

Başbakan'ın bu konuda BDP'yi suçlamasının vicdansızlık olduğunu ileri süren Demirtaş şunları söyledi: "Ülkenin bu kadar kötü yönetilmesinden sorumlu olan bir Başbakan, muhalefet partilerini suçlamaktan iş yapamaz hale geldi. Ülkenin bütün sorunlarının özellikle BDP'ymiş gibi ağzını açıp BDP'yi suçluyor, ağzını kapatıp BDP'yi suçluyor. Bu Nevruz bayramında da halkın alana çıkmaması için AK Parti özel tedbirler alıyordu. Oysa ki demokratik yönetimlerde, halk tepkilerini rahatlıkla dile getirebilsin diye hükümetler güvenlik tedbiri alırken halkın rahatını gözetlerler, halkı engellemeye, baskılamaya çalışmazlar. AK Parti bu konuda yasakçı ve baskıcı zihniyetle davrandığı için bugün çok sayıda insan yaralanmıştır, 2 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu bizim arzuladığımız bir durum değildir. Bu hükümetin tercih ettiği ve uyguladığı bir baskı politikasıydı."

HABERİN VİDEOSU İÇİN TIKLAYIN

ŞIRNAK'TA ŞEHİT OLANLARA RAHMET DİLİYORUM

'Şırnak'taki 6 polisin şehit olduğu, 5 polisin de yaralandığı' çatışmayla ilgili bir soruya da Demirtaş şu yanıtı verdi: "Bunlar acı olaylar tabi. Ben yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Ancak hükümet artık bu ateşe su dökmek istiyorsa samimi olmalı, ciddiyetle yaklaşmalı meseleye. Bizim yaklaştığımız kadar barışa samimi yaklaşmalı ve gönül vermeli. İnsanlar ölüyor Kürdü ile Türkü ile ve hükümet BDP'yi suçlamaktan başka icraat yapmıyor. Sadece dökülen kanlar üzerinden muhalefeti suçluyor, BDP'yi suçlayarak altından çıkmaya çalışıyor. Sanki hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi, sanki ülkeyi BDP yönetiyormuş gibi. Sorumluluk mevkiinde olan onlardır, bütün bu ölümlerin, yaralanmaların, bütün bu yaşanan kaosun sorumlusu kendisidir. Faturayı başkasına kesmemesi lazım. Umut ediyorum ki, bu ülkeye onurlu, eşitçe, hakça çözümle bir barış gelir. Anaların acısı dindirilmek isteniyorsa, bunun yolu savaş değildir, daha fazla diyalog, daha fazla müzakeredir, daha fazla hak ve özgürlüklerdir."