DP Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, 12 Haziran'da yapılacak seçim kampanyası çerçevesinde ilk meydan mitingini memleketi Bayburt'ta yaptı. Zeybek, mitingin yapılacağı Cumhuriyet Caddesi'ne yaklaşınca "Süvari" isimli seçim otobüsünden inerek, bir Kırat'a bindi ve miting alanına kadar at üzerinde halkı selamladı.

DP Genel Başkanı Zeybek, kalabalık ve coşkulu partili grubuna yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ilk mitingini Bayburt'ta yapmasının bir anlamı olduğunu ifade etti ve şunları söyledi:

"BAŞBAKAN'IN GERÇEK RAKİBİ BENİM"

İktidarın başı RTE, biliyor ki gerçek rakibi Namık Kemal Zeybek'tir. Onun için ilk mitingini burada yaptı. Demokrat Parti'nin Genel Başkanı olduğum zaman beni takip etmesi için bir bakanı görevlendirdi. O bakanın yanındaki arkadaşlar bana haber verince bakanı geri çekti. Şimdi iki bakanla beni takip ediyorlar. Namık Kemal Zeybek'i izlemekten sorumlu iki bakan var, hayırlı olsun. Gittiğim her yerde engeller çıkarmaya çalışıyorlar. Hangi TV'ye çıkarsam o bakanlar TV sahiplerini korkutmaya çalışıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar engelleyemeyecekler. Firavun, Hz. Musa'nın gelmesini engellemek için yüzlerce çocuğu öldürdü ama engelleyemedi. RTE'de bizi engeleyemeyecek. Allah'ın takdiri neyse o olacak.

DP ikidarı çok yakında gerçekleşecek. Biz bu bekleyiş bir an önce olsun, gecikmesin diyerek bizim gibi düşünen ve söyleyen, bağımsızlıktan, birlikten, milli, manevi ve insani değerlere bağlılıktan bahseden partileri ittifaka çağırdık. 'Birleşelim' diyenler daha sonra sözlerini tutmadılar. Böylece sınıfta kaldılar. Söylediklerinde samimi olmadıkları ortaya çıktı Samimi olsalardı bizim yanımızda olurlardı. İnanmadıkları şeyleri söyleyerek halkı kandırdılar. Yazıklar olsun. Sadece Trabzon'dan çıkarak dünya çapında ekonomi kitapları yazan Prof. Dr. Haydar Baş'ın partisi, bizimle yola devam etti. İnşallah en kısa zamanda Türkiye Demokrat Parti iktidarına kavuşacak.

"AKP'Yİ AMERİKA KURDU"

Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'ndeyken ABD Büyükelçiliği'nin siyasi müsteşarı beni ziyarete gelmek istediğini söyledi. Heyetle geldi. Üniversiteyle ilgili sorular sordu, cevaplar verdim. Sanki bunun için gelmiş gibi yaptı ama asıl amacı başkaydı. O zaman AK Parti diye bir parti yoktu, rahmetli Bülent Ecevit'in Başbakan olduğu 57'nci hükümet vardı. Bir saat sonra AK Parti gibi bir partiyi tarif etti. 'Böyle bir parti kurulursa nasıl olur' dedi. İyi olmaz dedim ve sebeplerini anlattım. 'Biz bunu destekleyeceğiz siz de yer alır mısınız' dedi. Türkiye Cumhuriyeti'nde kurulacak bir parti de ABD'nin ve onun siyasi müsteşarının ne işi var. ABD'nin, global kapitalizmin yani büyük şirketlerin kurduğu bir partiden ülkeye bir fayda gelir mi. Ben bu sırrı açıklamak için çok düşündüm ama sonunda bunu içimde saklamanın doğru olmadığına karar verdim. AK Parti'yi kuran kadro 28 Şubat'tan sonra gitti ABD'deki şirketlerle anlaşma yaptı. 'Biz sizi satmayacağız, ne derseniz onu yapacaz. Bizi iktidara getirin' dediler. Buna göre görev verildi ve ona göre iktidara geldiler. Benim bu feryadım duyulsun, insanlarımız uyansın. Tüm dünyayı ele geçirmek, kendi malları için her yeri pazar haline getirmek isteyen dev şirketler var. Bunlar önce ABD'de Bush diye bir adamı, sonra da RTE'yi iş başına getirdiler. Kıbrıs'tan vazgeçin dediler Kıbrıs'ı verdiler, Rumlar'ın açgözlüğü yüzünden Kıbrıs hala var. Rumlar açgözülük yapıp da daha fazla istemeseydi bugün KKTC
diye bir devlet olmazdı. Türkiye oradan çıkmış olurdu. Kan dökerek aldığımız bir vatan parçasını ne yazık ki bu iktidar pazarlıkla Rumlara vermiştir. Bunu bilin.

"ADALARI YUNANLILAR İŞGAL ETTİ"

Ege Bölgesi'nde Didim'in karşısında Eşek ve Bulamaç adaları var. Bu adalar Lozan'a ve diğer uluslararası anlaşmalara göre bizim. Hangi haritaya baksan burası Türkiye'nin olarak gösteriliyor idi. 2004'te AK Parti'nin iktidara gelmesinden iki sene sonra Rumlar baktılar ki bunlardan ne istersek alırız diyerek önce buraya göçmen yerleştirdiler. Sonra Kilise yaptılar Türkiye sesini çıkarmadı. Yunan bayrağı astılar ve şu an da bu iki ada işgal altında. Bayburtlular'a ama aynı zamanda tüm Türkiye'ye sesleniyorum. Başbakan'ım diyen zata sesleniyorum. Şu benim iddiama cevap verin. Uyuyormusunuz. Size ifşaatta bulunan kişi bu ülkede Kültür Bakanlığı, Devlet Bakanlığı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığı yapmış bir kişi. İncelemeden konuşur mu? Uyuyor musunuz, ne yapıyorsunuz? Benim bu
sözüme cevap istiyorum, eğer cevap vermezlerse ben o adalara çıkacağım ama bu
hükümet sıfır sorun diye bir şey icat etti. Cevap veremezler. Sayın Başbakan,
senin oğulcuğunun gemiciklerine başkası çıkarsa sıfır sorun nedeniyle susar
mısın? Cevap veremez, bilmiyor, çünkü neyi biliyor ki, dini bile doğru bilmiyor.Eğer cevap verilmezse ege kıyılarına gidecek ve o adalara çıkacağım. Cevap bekliyorum. Söylediklerim doğru değilse doğru değil deyin. Doğru ise neden gereğini yapmıyorsunuz.

"TÜRKÇE BİLMİYORLAR"

Başbakan MHP lideri Devlet Bahçeli'ye 'Sen Bozkurtlar'la dolaşıyorsun ben Eşrefi mahlukla dolaşıyorum diyor' diğeri de 'Sen yanındaki esfeli saline bak' diyor. Her ikisi de ne dediğini bilmiyor. O sözlerin doğrusu 'Erşefi mahlukat ve Esfele safilin'dir. milliyetçi olduğunu söyleyen bir Genel Başkan, Türkçe bilmiyor, biskivüye 'piskevüt' diyor. Diyemiyorsan deme. Dini bildiğini zanneden dini bilmiyor.Seçimden sonra bu arkadaşlar gelse de onlara Türkçe öğretsem diyorum'

"ORTA DİREK YOK EDİLİYOR"

Tarımı karsızlaştırıp çiftçiyi toprağını terk edecek, hayvancılığı yapılmayacak hale getirdiler. Neden. Çünkü uluslarası şirketlerin ürünleri burada satılsın istiyorlar. Bu onların görevleri ve onu yapıyorlar. Tarımı, hayvancılığı kötü adam oldukları için bu hale getirmiyorlar. Ben RTE'ye kötü adam demiyorum. Onlardan önce bu ülkede 4 tane dolar milyarderi vardı, şimdi 38'e çıktı. Bu nasıl oldu. O milyarderlerin devlet ve vatan umurlarında değil. Bu ülkeyi PKK bölemez ama RTE böler. Terör örgütü bu güne kadar bölememiştir ama RTE bu ülkeyi bölmektedir, dağıtmaktadır. Bunu yapmak için yapılacak ilk şey orta direği dağıtmaktır. Orta direk kim. Çiftçiler, hayancılıkla uğraşanlar, esnaf, işçi, memur ve emeklilerdir. Dışardan kurban kesmek için angutlar angus getiriyorlar. Neden angut diyorum. Çünkü angut avcısının üzerine uçar. RTE de avcılarının üzerine uçuyor.

"BAŞBAKAN'IN SONU KADDAFİ GİBİ OLABİLİR"

Türkiye'yi RTE'den onu da kendinden kurtarmak lazım. Çünkü sonu Kaddafi, Saddam ve Mübarek gibi olabilir. Onları kullanımı sona erince başlarından attıkları gibi onu da atarlar. Ey RTE bak sesimi duy ve Demokrat Parti'nin seni de kurtaracağını bil. Sen böyle gidersen bu azgınlıkla, doymayan nefisle kendine artık Cumhurbaşkanlığı'nı, Başkanlığı az görüp Halifeliği yakıştıran halinle sonun çok iyi olmaz. Sana sesleniyorum gel DP'ye oy ver. Yanındakiler de 'DP'ye oy versinler ki seni de kurtarsınlar. Çok açık söyleyeceğim. Gününü, sadece hayatını sürdürebilmek için çalışarak geçiren insanların sayısı 13 milyona ulaştı. Milyonlarca insan çöplerden topladıklarıyla karınlarını doyurmaya çalışıyor. Bu insanlar milli, manevi ve insani meselelerle uğraşmaya vakit bulamazlar. Çünkü onların tek derdi karınlarını doyurmak haline getirildi. Yapacak başka bir şeyleri yoktur. Onları kınamıyorum, kınayamam. Sonra da onlara kömür, gıda dağıtıp kendilerine bağlarlar. Önce yoksulluğa mahkum ediyorlar, sonra bütçeye konulan fakir fukara fonunun parasıyla yandaş mağazalardan kurtlanmış mercimek alıyor, kömür alıyor, getirip vatandaşımıza veriyorlar. Buna da ekonomi diyorlar. Biz öncelikle iş sahası açacağız. Ortadireğin yok edilmesi projesi kapsamında insanlar işsizleşti

"BAŞBAKAN, KAFATASÇIDIR, IRKÇIDIR"

Bu kadar işsizliğin çoğaldığı bölgede terör örgütü PKK kolayca kendine yandaş bulacak. PKK içinde evli barklı insan bulamazsınız. Onlar işsiz güçsüz insanları buluyor, sana yemek verecez diyorlar. Demek ki terörü önlemenin birinci yolu Güneydoğu'da ve tüm ülkede işsizliği önlemektir. Çok açık söylüyorum bundan daha nasıl açık söylenir bilmiyorum. Bu iktidarın görevlerinden birisi de Türkiye'yi bölme planıdır. Türkiye'yi bölme görevi verilmiştir. Kendileri farkında olmadan adım adım bu işi yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti insanları, Türk tarihin katmanlarından akıp gelen insanlardır. Büyük Osmanlı coğrafyasından çekildiğimizi zaman, Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar'dan gelenler. Cumhuriyetin kuruluşu ve öncesinde Türkiye vatandaşı Müslaman ise Türk'tür, Türk ise Müslüman'dır denirdi. Bütün dünyanın en zengin kültür birikimine sahip ülke olduk. Atatürk ısrar etti ve bunu Lozan'a yazdırdı. Ama yıllar sonra Türkiye'ye bir görevli RTE geldi ve mikrofon eline geçtiği zaman ısrarla etnik guruplar deyip sayıyor. Sen Başbakan olarak Türkiye'yi bölmekle mi bütünleştirmek mi istiyorsun. Bilmiyor, bilmeden yapıyor. RTE, bir kafatasçıdır, ırkçıdır. Son derece tehlikeli sözler söyloüyor. Mehmet Akif Arnavut'tur, Türk değil diyor. Bu doğru deeiğildir. Senin ne hakkın var Mehmet Akif'e dil uzatmaya. Kimden alıyorsun bu cesareti. Niye bizi etnik guruplara ayırıyorsun.

"TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"

Apo yakalandı ve Türkiye'ye teslim edildi. Ama Türkiye gereğini yapamadı. Türkiye psikolojik savaşın ilk muharebesini burada kaybetti. Eğer Apo yargılanıp asılsa idi ülke kazanacaktı ama yapılmadı. Sonra o alındı ve öyle bir hale geldi ki RTE hükümetinde RTE'nin söylediği şuydu. Hükümet görüşmüyor, devlet görüşüyor. Devlet terörist başıyla görüşme yapıyor öyle mi. Sonra dedi ki devleti hükümet yönetir. Bu nasıl bir iş. Bu görüşmeler nedir, sonunda ortaya çıktı. Kürt açılımı diye bir palavra ama PKK saçılımı oldu. Habur'dan üniformalarıyla girenlerin devletin savcısı ayaklarına kadar gidip onları serbest bıraktı. Bu suç değil midir. Şimdi RTE diyor ki başkanlık sistemini getirecez ve valileri halk seçecek. İşte bu Türkiye'yi bölmenin tam açık ifadesidir. Valileri halk seçecek dendiği zaman bu tiyatronun son perdesidir. Çünkü halka, 'valileri halk seçsin' dendimi ne desinler. Seçsin derler. Ama ben size söyleyeyim Güneydoğu'daki halk istemez. Çünkü bilirler ki kendileri değil terör örgütü seçecek