Eğitimci Hasan Tatlı uyardı
Sınavı (SBS) heyecanını yaşayan öğrencileri ve çocuklarının sınavlardan başarılı sonuçlar almasını bekleyen velileri eğitimci Hasan Tatlı uyardı. ‘Çocuklarını aldığı notla değerlendirmeyin’ diyen Tatlı öğrencilerin de en büyük düşmanının stres ve heyecan
Yüzlerce ilköğretim öğrencisinin yüksek okul tercihini şekillendirecek Seviye Belirleme Sınavı (SBS) heyecanını yaşayan öğrencileri ve çocuklarının sınavlardan başarılı sonuçlar almasını bekleyen velileri eğitimci Hasan Tatlı uyardı. ‘Çocuklarını aldığı notla değerlendirmeyin’ diyen Tatlı öğrencilerin de en büyük düşmanının stres ve heyecan olduğunun altını çizdi.
Eğitimci Hasan Tatlı yaptığı açıklamada sınav heyecanı ve bu heyecanı aşmak için yapılması gerekenler konusuna dikkat çekerek, veli ve öğrencilere nasihatlerde bulundu.
SBS SINAVI TEMEK AÇISINDAN ÖNEMLİ
Yaptığı açıklamada SBS’nin öneminde değinen Tatlı, “İyi bir lise eğitimine giden yol SBS’den ve bunun sonucunda da iyi puan alıp iyi bir liseye gitmekten geçiyor. İyi bir lisede bugün insanlara iyi bir üniversiteyi temin ediyor. Ülkemizde geçmiş dönemlere göre üniversite sayısı fazla. Ama gençlerimiz her üniversitede ve bölümde okumak istemiyor. Gençlerimiz daha kaliteli üniversiteleri istiyor. Çünkü iş bulurken insanlar ona göre değerlendiriyor. Bu yüzden SBS sınavı ülkemizde temel açısından önemli. SBS’de öğrencilerimizin Gölbaşı’nda başarı oranları yüksek. Bunda tabii özel okulların önemi de var. Ama bunun yanında Gölbaşı’nda yaşayan vatandaşlarımız memur kökenli olduğu için okumaya ayrı bir önem veriyorlar. Bugün ilkokul 2. ve 3. sınıftan itibaren veliler çocuklarını özel öğretmenlere göndererek ders aldırıyor. Dershaneler 4. ve 5. sınıftan başlıyor. Bu toplumsal ve Gölbaşı açısından çok çok iyi” dedi.
ÇOCUKLARINIZI ALDIĞI NOTLA DEĞERLENDİRMEYİN
Velilerin çocuklarından çok şey beklediğini ifade eden Hasan Tatlı, “Velilerin aşırı beklentisi var. Veliler sonuç odaklı düşünüyorlar. Ne düşünüyorsa insan odur. Hâlbuki sonuç odaklı değil de süreç odakları düşünmek öğrencilerimizi rahatlatacaktır. Öğrenciyi siz aldığı notla değerlendirmeyeceksiniz. Aldığı notla değerlendirirseniz öğrencinin kimliğine toptan bir etiket vurursunuz. İyi-kötü diye bir öğrenci yok. Çalışan ve çalışmayan öğrenci var. Öğrencinin çalışmasını esas alacağız, değerlendirme yapacağız. Gölbaşı’nda anne babaların eksik olan yönü budur. Öğrencileri at yarıştırır gibi yarıştırıyoruz. Bu da öğrencilerin üzerinde büyük bir baskı yaratıyor” dedi.
HEP ŞARTLANDIRILIYORUZ
‘Yaşanmamış yaşamlarla dolu ülkemiz’ diyen Tatlı, “Hep şartlandırılmış bizim insanımız. Şunu yapacaksın, şunu olacaksın diye. Bırakalım onlar kendileri ne olacaklarına karar versin. O süreci kendilerinden bekleyelim. Bizim insanımız sebep sonuç eksenini düşünmüyor.
Başarısızlık bir kader ve davranış biçimi değildir. Başarısızlık çok yönlü değerlendirilmesi ve farklı sebeplerin ortaya çıkartılması gereken bir süreç. Örneğin Gölbaşı’nda genel olarak öğrencilerimizin sözeli güçlü, sayısalı zayıf. Bunun en büyük sebebi sözeli her alanda kullanıyor. Ama sayısal dediğimiz dersler bir gurupla çalışır. Bundan yoksun bizim öğrencilerimiz. Velilerimiz çocuklarını buna yöneltecek. Daha çok çalışmaya ve alıştırmaya yöneltecek. Ama bunu yaparken de ders çalışmayı ceza biçiminde vermeyecek. Biz çocuklarımızı kendi yaşantımızla kıyaslayamayız. Onları kendi potansiyelleri ile kendi içinde bulundukları şartlarla kıyaslayacağız. Bunlara dikkat etmeliyiz” dedi.
DİNLEMEYİ BİLECEKSİNİZ
Velilerin çocuklarını dinlemesi gerektiğini belirten Tatlı, “Veliler çocuklarını dinlemeyi iyi bilecekler. Çocuk derdini anlatacak anne baba da dinleyecek. Duyarsız olmayacağız. Öğrenmek demek dinleme becerisini geliştiren bireylerde vardır. Dinlenmemiş bireyler dinlemeyi öğrenebilir mi? Yüzümüzü çocuğumuza çevireceğiz ve dinlemeyi bileceğiz. Dinleme becerimiz olmadığı için de kaybediyoruz. Çocuklarınızı susturmayın. Soru sormasına izin verin, cevap verin ve yönlendirin. Biz çocukların dinleme becerisini geliştirmek için çabalıyoruz. Ama bu önce ailede başlar. Anne babalara en büyük tavsiyem ve gelişmelerini başarılı olmalarını sağlamak için verebileceğim en önemli şifre dinlemektir. Biz konuştuğumuz da onun bizi dinlediğini anlayalım ve ölçelim. Birbirini dinlememiş insanlar birbirini anlayamazlar” dedi.
EN BÜYÜK DÜŞMAN STRES VE HEYECAN
Sınavlarda öğrencilerin en büyük düşmanlarının stres ve heyecan olduğunu söyleyen Hasan Tatlı, “Öğrencilerin başarılı olmaları için önce stres ve heyecanlarını yenmeleri gerekir. Öğrencilerimiz her şeyi başarabilir. Kendilerine özgüvenleri olsun. Kendinde öz güveni geliştirmek için okumaktan, insanları anlamaktan başka yol yok. Başka türlü hayatta başarılı olamayız” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.