Yerel seçimlerin ardından siyasette gerilim yükseldi. Başkan Odabaşı'nın borç açıklamaları, Ramazan Şimşek döneminde kısa süreli işe alınan işçilerin sözleşmelerinin yenilenmemesi ve işçilere mobbing uygulandığı iddiaları, MHP kanadının ve Ramazan Şimşek’in açıklamaları, spor kulübünün devralınması tartışmaları üç aydır gündemi meşgul ediyor. Ancak, seçim bitti ve yeni bir dönem başladı. Borç yükü altında bir belediye var, ancak Gölbaşı geniş ve değerli arazilere sahip bir ilçe. Bu anlamda, maddi gelirleri doğru bir bütçe yönetimi ile 2-3 yıl içerisinde bu sorunları aşabilir.

Her dönem, görev süresi dolan belediye başkanı, seçilen yeni başkana borç bıraktı. Eski dönemden kalan bu borçlar ödendi. Her seçilen başkan yeniden borç yaptı ve bıraktı. Kimileri eser bıraktım dedi, devletin devamlılık esasına vurgu yaptı. Ancak Gölbaşı Belediyesi batmadı. Doğru bütçe ve doğru kaynak kullanımları ile bu sorunlar aşılır.

Yakup Odabaşı’nın iddiasına göre Gölbaşı Belediyesi'nde kurumsallık kavramı kalmamış. Odabaşı, öncelikle kendi beğendiği düzeyde bir kurumsallık oluşturup eski günlerdeki belediyenin kurumsallığını yeniden oluşturmak istiyor. Bunu nasıl başaracak, nasıl yapacak şu an için bir fikrim veya öngörüm yok. Ancak artık bu polemiklerin sona ermesi ve Odabaşı'nın söz verdiği projelerle ilgili atılıma geçmesi gerekiyor. Odabaşı'nın artık bir çıkış yapıp hizmet atılımları gerçekleştirmesi şart. Artık büyükşehirde belediye CHP’de olduğuna göre, hizmette ters düşme gibi bir durum da yok. Hükümetin bakanlıklarıyla ilgili de iktidar partilerinin temsilcileri Gölbaşı için taşın altına elini mutlaka sokacaktır.

Belediyeler her konuda lokomotif olmalı. Şehrin inşasında, gelişiminde, eğitiminde, sporunda, sosyal ve kültürel yaşamında aktif rol almalı. Gölbaşı Belediyesi, bu anlamda, ilçenin tüm dinamiklerini harekete geçirerek kalkınmada öncü olabilir. Benim önerim şu: Artık Gölbaşı için sivil toplum kuruluşları (STK'lar), siyasi parti temsilcileri, ilçenin dinamikleri bir araya gelmeli ve bir yol haritası çizmelidir. Bu daha önce denendi ama maalesef bir sonuç alınamadı. Artık sonuç alabileceğimiz bir birlikteliğin vakti gelmiştir. Bu birlikteliği sağlayacak en önemli omurga da Gölbaşı Belediyesi'dir.

Gölbaşı bacasız sanayi için en uygun alan iken bugün Kahramankazan savunma sanayi firmalarının yeni adresi oldu. Beypazarı’na, Kızılcahamam’a bakın, yerli turist anlamında bizden daha ilerideler. Bu örnekler çoğaltılabilir.

Gölbaşı'nın gelişmesi, daha yaşanılabilir bir ilçe olması için birliktelik şart. Siyasi parti ayrımı yapmayı bırakalım. Artık hizmet için odaklanalım. Gölbaşı'nın potansiyellerini ortaya çıkaralım. Kavganın kazananı olmaz, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek Gölbaşı’nı hak ettiği yere taşıyalım.

Birlikte hareket edersek, Gölbaşı'nın sahip olduğu doğal güzellikler, stratejik konumu ve potansiyel ekonomik kaynakları daha etkin bir şekilde değerlendirilebilir. Eğitim, sağlık, altyapı ve turizm gibi alanlarda yapılacak yatırımlarla Gölbaşı, sadece Ankara'nın değil, Türkiye'nin de parlayan yıldızlarından biri haline gelebilir. Herkesin katkısıyla, ortak akıl ve iş birliği içinde Gölbaşı'nın geleceğini inşa edebiliriz.

Yerel seçimler geçti ve bitti. Şimdi, hiç kimse kimsenin ayağına gelmesini beklemesin. Gölbaşı'nın kalkınması için herkes ortak bir noktada, Gölbaşı noktasında birleşsin. Birlikte çalışarak, bu güzel ilçeyi daha yaşanabilir, daha güçlü ve daha parlak bir geleceğe taşıyalım.

Üst düzey siyasetteki normalleşmeler, Gölbaşı'na da yansımalıdır. Diyalog kanalları kapatılmamalı, aksine, daha da açılmalıdır. Bu sayede, Gölbaşı'nın kalkınması ve gelişmesi için gerekli adımlar daha hızlı ve etkin bir şekilde atılabilir.

Yeri geldiği zaman tüm eleştirilerimizi yapalım ama yapılan eleştiriler onur kırıcı olmasın. Yapıcı eleştirilerle, ortak akıl ve iş birliği içinde yaşadığımız borçlu olduğumuz bu ilçeye daha güzel eserler bırakabiliriz.