Kıbrıs Rum kesiminde Limasol yakınlarındaki Evangelos Florakis askeri üssünde bekletilen ve 3 yıl önce el konulan İran'a ait 98 adet mühimmat dolu konteynerlardan ikisi patladı. 12 kişi öldü, ikisi ağır 62 kişi yaralandı. Patlamaya, üs çevresindeki çalılık bölgede çıkan yangının neden olduğu sanılıyor. Rum kesimi Dışişleri Bakanı Markos Kiprianu, AB'den acil yardım talebinde bulunurken, olay yerine giden Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, 15 Temmuz 1974 darbesi ve 20 Temmuz Barış Harekatı'na atıf yaparak, 'Kara temmuza bir kara gün daha eklendi'' dedi. Rum liderin düşmanca açıklamalarına rağmen KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu Hristofyas'ı arayarak, sağlık ve elektrik alanında yardım önerisinde bulundu.

TÜRKLER GELİYOR SANDIK

Patlamayla şoka giren Aleksandra Dimitru adlı bir kadın, 'Büyük panik yaşandı. Bazı yaşlılar, Türklerin işgale başladığını sandılar' dedi. Patlama sonrasında Rum yönetimi Savunma Bakanı Kostas Papakostas ve Rum Milli Muhafız Ordusu Komutanı Korgeneral Petros Çalikidis istifa etti. Deniz üssünün hemen yanında bulunan Rum Elektrik İdaresi'ne ait Vasiliko elektrik santralinde yangın çıktı. Santralin devreye girmesinin aylar sürebileceği ve elektrik kesintisi nedeniyle Rum ekonomisinin durma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği belirtildi. Halktan elektrik tasarrufu yapmaları istendi.

AB'DEN DİREKTİF BEKLİYORLARDI

Ocak 2009'da Rum bandıralı 'Monchesgorsk'' isimli Rus gemisi, İran'dan Suriye'ye yasa dışı silah taşıdığı gerekçesiyle Süveyş Kanalı'nda ABD Ordusu'na ait bir gemi tarafından durdurularak, Rum kesiminin Limasol limanına getirilmişti. Rum yönetimi, BM Güvenlik Konseyi Yaptırımlar Komitesi'yle yapılan yazışmalar sonucu geminin silahlardan oluşan kargosunu, Zigi'deki üsse boşaltmıştı. Rum Dışişleri Bakanlığı da, kargonun akıbetinin ne olacağı konusunda AB'den direktif bekliyordu. Avrupa Birliği ise İran'la müzakereleri sürdürdüğünü belirterek, kargonun üste kalmaya devam edeceğini bildirmişti. Rum Milli Muhafız Ordusu da kargonun patlamasından endişe ederek 20 Aralık 2010'da savunma bakanlığına mektup yazmıştı. Savunma Bakanlığı cephanenin savuma bakanlığının değil dışişleri bakanlığının sorumluluğunda bulunduğunu belirterek, cephanenin ne saklandığı kışla ne de koruyan RMMO askerleri için tehlike arz ettiğini savunmuştu.