Fakat Mamak'ta darbecilerin ağır işkencelerinden geçen merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu nedeniyle de biraz buruk. "Onun da bu günleri görmesini isterdim." diyor.

KEŞKE YAZICIOĞLU'DA GÖRSEYDİ

12 Eylül darbesiyle ilgili soruşturma başlatılması ve cuntanın liderleri Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya'nın ifadeye çağrılması, hemen her kesimi memnun etti. Özellikle darbe mağdurlarının sevinci büyük. Bu nedenle, Büyük Birlik Partisi (BBP) camiasının da soruşturmaya desteği güçlü. Genel Başkan Yalçın Topçu, savcılığın çağrısının kendileri için anlamlı olduğunu ifade ederek, "Şahsen ben Kenan Evren'in savcıya ifade vermesini rahmetli Genel Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu'nun da görmesini isterdim." dedi. Yazıcıoğlu, darbenin ardından 7,5 yıl Mamak Cezaevi'ne kalmış ve çeşitli işkencelerden geçmişti. Vefatının ardından ünlenen 'Üşüyorum' isimli şiirini de burada yazmıştı.

CEZASINI ALLAH VERSİN

Dün yazılı bir açıklama yapan Yalçın Topçu, 12 Eylül mağduru bir siyasi hareket olduklarını, bunun kendileri için acı bir dönem olduğunu kaydetti. Bu vesileyle merhum Yazıcıoğlu ve bütün ülkücü şehitleri rahmetle anarken, "Eminim ki, o da bizim gibi maziyi düşünüp önce öfkelenecek, ama vaziyeti görünce de 'Cezasını Allah versin' diye olayı değerlendirecekti. Çünkü benzer bir değerlendirmeyi hayattayken bir kısım arkadaşlarıyla yapmıştı." ifadelerini kullandı.

BBP Genel Başkanı, "12 Eylül referandumunun getirisi olarak bizce Evren'in yargılanmasından daha sevindirici olan gelişme, sistemin sorgulanması ve cuntacı zihniyetlere milletin 'dur' demesidir." değerlendirmesini yaptı. Topçu, 12 Eylül 2010'da yapılan anayasa değişikliğine ilişkin referandumda "eksik ama evet" şeklinde bir duruş sergilediklerini hatırlattı. "12 Eylül 2010 referandumunda bizim 'eksik ama evet' diyerek verdiğimiz oyların da katkısıyla bugün memnuniyetle görüyoruz ki 12 Eylül müdahalesinin bir numaralı ismi olan Kenan Evren şüpheli sıfatıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na ifade vermeye çağrılıyor." diyen Topçu, demokratik hayat açısından Evren'in ifade vermesinin sembolik anlamının daha önemli olduğunu vurguladı. Kendilerini de konunun bu yönünün ilgilendirdiğini belirtti.

Bir dönemin hatalarına ve yaşattığı mağduriyetlere hukuk yoluyla hesap sorulmasının önemli olduğuna işaret eden Topçu, "Bu olay, bundan sonra darbeci zihniyetlere caydırıcılık ve demokratik hayatın darbelerle kesintiye uğramasını önleyici yanıyla ciddi ve doğru bir adım olarak görülmelidir." görüşünü savundu.