Kıdem tazminatının kaldırılmasında restleşme
Kıdem tazminatının kaldırılarak yerine fon kurulması kararı işçi konfederasyonlarını ayağa kaldırdı.
Vatan Gazetesi'nden Gülümhan Gülten'in haberine göre: Bu girişimi işverenler desteklerken, işçi kesimi sert tepki gösterdi. İşçi temsilcileri, "Kıdem tazminatımıza dokundurtmayız, her şeyi göze aldık" diye rest çekerek, sokak eylemleriyle başlayıp genel greve kadar gidebileceklerini vurguladı.
İŞÇİ FEDERASYONLARI AYAKLANDI
Hükümetin "kıdem tazminatının kaldırılması ve yerine fon kurulması" kararını programında ilan etmesi, işçi konfederasyonlarını ayağa kaldırdı. İşveren tarafı hükümetin bu girişimini desteklerken, işçi kesimi girişime sert tepki gösterdi. Kıdem tazminatı konusunda aynı tarafta yer alan hükümet -işveren ortaklığına, işçi temsilcileri "Dokundurtmayız, herşeyi göze aldık" diye rest çekti. Hükümetin kararlılığına karşılık kendilerinin de sonuna kadar kararlı olduklarını belirten işçi temsilcileri ile işveren-hükümet arasında kılıçlar çekildi.
Gelişme çalışma hayatında işçi, işveren ve hükümet arasındaki gerilimi artırırken, işçi konfederasyonları bu konuyla ilgili sokak eylemleri başta olmak üzere, genel greve kadar giden bir mücadeleye gireceklerini belirtiyor. İşçinin kıdem tazminatına dokunulması halinde memurun da emeklilik ikramiyesinin riske girdiğini vurgulayan temsilciler, sadece işçi kesimini değil, işçi -memur tüm çalışanları birlik olmaya çağırdı. DİSK ve Türk-İş, kıdem tazminatıyla ilgili asla taviz vermeyeceklerini belirtirken, genel greve kadar giden bir mücedeleden vazgeçmeyeceklerini vurguladılar. Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan ise "Mevcut sistem sürdürülebilir değil. Fon ya da başka bir formülle makul ve olumlu bir sistem kurulmalı" diyerek daha ılımlı konuştu.
Program hepimizi bağlar
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, dün konuyla ilgili basın mensuplarının sorularına karşılık, "Bizim ortaklarımız çok. Bu ortaklarımızla bütün konuları, bütün şeffaflık içerisinde konuşup değerlendiriyoruz. Hükümetin programında neler varsa bunlar hepimizi bağlıyor. O konuları net bir şekilde gündemimize alacağız" dedi.
Hükümeti destekliyoruz
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da kıdem tazminatıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi: "Kıdem tazminatı ve esnek çalışma da hükümetimizin programında koymuş olduğu prensipleri tamamıyla destekliyoruz. Bugün Fransa'nın, Almanya'nın, İtalya'nın, Yuna- nistan'ın vazgeçmek istediği sistemi bizim koruyup kollamamız mümkün değil. Zaten halk iradesini göstermiş durumda. Halk yetkiyi AK Parti Hükümeti'ne verdi. Yüzde 50'lik oyla."
DİSK: İhtilal yönetimi bile cesaret edemedi
DİSK Başkanı Tayfun Görgün: "Zaten küresel krizin faturası işçilere ödetildi. İşten atılmalar, esnek çalışma, uzun çalışma saatleri, herşey için kriz gerekçe gösterildi. İşsizlik Sigortası Fonu, başka harcamalar için kullanıldı. Kıdem tazminatı bizim dokunulmazımız, kutsalımızdır. Hükümet'in bununla ilgili girişimleri olacağını biliyorduk, kriz öncesinde de gündeme gelmişti. Sonradan geri adım atmıştı. Ama hükümet kurulur kurulmaz, ilk defa böyle açık bir şekilde, Hükümet Programı'na aldılar. Hükümetin bu kez kararlı olduğu anlaşılıyor. Ancak unutmasın ki biz de kararlıyız ve herşeyi göze almış durumdayız. 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle kurulan yönetim bile kıdem tazminatımıza dokunmaya cesaret edemedi. Bu hükümet buna cesaret ediyor. Bu temel hakkımızı koruyamazsak, hiçbir şeyimizi koruyamayız. Türk-İş de bunu genel grev nedeni saymıştı. Umarız ki diğer konfederasyonlar da buna karşı mücadele eder. Biz hemen bir toplantı yaptık ve kıdem tazminatının Hükümet Programı'na alınmasını değerlendirdik. Cuma günü bu girişime karşı eylem ve mücadele kararımızı açıklayacağız. Ancak bu sadece DİSK'in, sadece işçilerin sorunu değildir. Bunun ardından memurların emekli ikramiyesi de ortadan kaldırılacaktır."
Hak-İş: Özel sektör zaten ödemiyor, tartışılması gerek
Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan: "Hak-İş olarak kıdem tazminatıyla ilgili mevcut durumun getirdiği sorunların farkındayız. Birincisi, Türkiye'de iş mahkemelerinin iş yoğunluğunun yüzde 80'i kıdem tazminatıyla ilgili davalardan oluşuyor. İkincisi, kıdem tazminatı özel sektörde zaten şu anda ödenmiyor. 100 kişiden sadece 5'i kıdem tazminatını alabiliyor. Üçüncüsü de, mevcut mevzuat yönleriyle bunu almak zor. Yani işçi 20 yıl çalışıyor, ya emekli olacak istifa ederse alamaz. Yani kıdem tazminatını alabilmenin koşulları çok zor. Hak-İş olarak bir kıdem tazminatı sorunu olduğunu biliyoruz, farkındayız ve bu sorunun çözülmesini istiyoruz. Artık bunun adı Fon olur, sandık olur, ne olursa olur. Bunu tartışmamız gerek. Bunu işverenlerin insiyatifine bırakamayız. Şurası açık ki bu mevcut sistem sürdürülebilir bir sistem değil. Kıdem tazminatından vazgeçecek hiçbir öneriye yanaşmayız ama daha makul, olumlu bir sistem kurulmalı. "
Türk-İş: Tartışılmaz bir işçi hakkıdır, vazgeçilmesi düşünülemez
Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu: "İş verenlerin sık sık dile getirdiği kıdem tazminatının, işçilerin bilinen tüm tepkisine rağmen Hükümet Programı'nda yer alması, Türk-iş açısından kabul edilemez ve endişe vericidir. Türk-iş için kıdem tazminatı, işçinin, "ödenmesi sonraya bırakılmış ücret parçası"dır. Biz her platformda kıdem tazminatını vazgeçilmez, tartışılmaz bir işçi hakkı olarak ele aldık, kıdem tazminatının işçi ve ailesi açısından önem ve gerekliliğini vurguladık. Kıdem tazminatının sosyal boyutu iş sözleşmesinin kurulduğu, işbaşı yapıldığı ilk andan itibaren başlar. İşçinin işini iyi yapması, sadık ve dürüst olmasıyla işçi ve işveren arasında oluşan "karşılıklı güven duygusu" nedeniyle, işçi artık o işyerinde kalıcı hale gelir. Nihayetinde bu iş bir gün sona erdiğinde, çalışılan bunca yılın sonunda "alınması sonraya bırakılmış ücret parçasının" bir bütün olarak işverenden alınacak olması ile iş ilişkisi sonlanır. İşte bu nedenle kıdem tazminatı aynı zamanda "sosyal" bir olgudur. Sadece bir işçiyi değil aynı zamanda o işçinin geçindirmekle yükümlü olduğu ailesini de ilgilendirir. Kıdem tazminatının olmadığı çalışma yaşamı düşünülemez."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.