1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Latife Hanım'ın yeğeni bilinmeyenleri anlattı
Latife Hanım'ın yeğeni bilinmeyenleri anlattı

Latife Hanım'ın yeğeni bilinmeyenleri anlattı

Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın yeğeni Sadık Öke, Ulu Önder ve Latife Hanım ile ilgili bilinmeyenleri ilk kez anlattı.

A+A-

Muğla'nın Bodrum ilçesindeki yerel bir radyonun konuğu olan Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın yeğeni Mehmet Sadık Öke, Ulu Önder ve Latife Hanım ile ilgili bilinmeyenleri ilk kez anlattı.

''ATATÜRK EVLENME TEKLİFİ ETMEDEN TEYZEMİ ÖPMEK İSTEDİ''

Öke, Atatürk ile teyzesi Latife Hanım'ın ailesine ait olan ve sonradan karargaha çevrilen köşkte tanıştıklarını belirterek, "Paşamız, evlenme teklifi yapmadan teyzemi öpmek istemiş. Teyzem de masanın üzerindeki Yunan komutan Trikopis'e ait tabanca ile havaya üç el ateş ederek engel olmuştu. Odaya subaylar doluşunca paşamız, 'Latife Hanım, gibi eli ve zekası kuvvetli Türk hanımlarının olması bu ülke için büyük kazanç. Latife Hanım, atıcılıktaki ustalığını gösterdi' diyerek durumu kurtarmış" dedi.

"ÖZEL HAYAT İLE İLGİLİ KONUŞMAMA SÖZÜ VERMİŞLERDİ"

Öke, 11 Eylül 1922 tarihinde İzmir'e gelen Atatürk'ün Uşakizade'lerin köşkünü karargah olarak kullanmaya başlamasından birkaç gün sonra Atatürk'ün köşkte Latife Hanım ile tanıştığını belirterek, "Latife teyzem ve Atatürk ile ilgili bilinmeyenleri ilk kez bu kitapta anlattım. Bu kitap aileden birinin yazdığı ilk ve tek kitap. Aslında aile olarak Atatürk ve teyzem arasındaki bilinmeyenlerin anlatılmasından yana değildik. Çünkü Atatürk teyzeme ayrılırken bir söz verdirmişti. Atatürk, teyzeme başbaşa kaldıklarında ve aile arasında 'Latif' diye hitap ederdi. O gün de, 'Latif bana asker sözü vereceksin evliliğimizden, özel hayatımızdan kimseye konuşmayacaksın bahsetmeyeceksin" demiş. Teyzemde "O zaman Paşam sizde bana aynı sözü verin, siz de bu konuda konuşmayacaksınız" diye karşılık vermiş. ve bunu da iyi kötü yerine getirdiler. İkisi de bir birine sevgi ve saygısını devam ettirdiler. Bizde aile olarak bunu vasiyet bilip bu konuda konuşmadık" dedi.

MEHMET SADIK ÖKE'NİN AĞZINDAN O ANLAR

"ATATÜRK, 'KARA GÖZLERİNE KIYAMAM BENİ VUR"

Atatürk'ün teyzesinden çok etkilendiğini belirten Öke, "Birkaç görüşmeden sonra bir gün köşkün balkonuna çıktıklarında sohbet ederken, teyzemin gözlerinden ve dudaklarından çok etkilendiğini belirtir ve öpmek için teyzeme doğru eğilir. Teyzem, hemen bir adım geri atarak masanın üzerinde bulunan ve Yunan komutan Trikopise'e ait tabancayı eline alarak havaya üç el ateş eder ve paşamıza 'Ben, genç bir kızım ve babam yok şu an da. Siz bir komutansınız, paşam. Siz saldırıyı da savunmayı da nerede duracağınızı da çok iyi bilirsiniz. Havaya ateş ettim, çünkü sizi vurmaya kıyamam, ama bir adım daha atarsınız kendimi vurabilirim. Ne kadar çağdaş ve modern olsak da toplum şu anda bu hareketleri kabul etmez' der. Atatürk de 'Aman Latif, bir kez daha bunu yaparsam kendini değil beni vur. Çünkü senin kara gözlerine kıyamam. Latife çok haklısın sana evlenme teklifi ediyorum, ama benden önünde diz çökmemi ve bu teklifi öyle yapmamı bekleme olur mu' der. Ardından silah seslerine odaya subaylar doluşur, paşamız bu kez, 'Latife Hanım gibi eli ve zekası kuvvetli Türk hanımlarının olması bu ülke için büyük kazanç, biz bir deneme yaptık, böyle hanımlar olduğu sürece ülkemizi çok rahat savunuruz, Latife hanım atıcılıktaki ustalığını gösterdi' demiş" diye konuştu.

"660 BİN DOLARLIK ÇEYİZ İLE EVLENDİ"

Atatürk ile tanıştıktan bir süre sonra evlenmeye karar veren Fransa ve İngiltere'de eğitim alan Latife Hanım'ın 660 bin dolar değerindeki 7 deve ve bir marşandiz yükü çeyiz ile evlendiğini anlatan Öke, şunları söyledi:

"Bu kitabı ve şimdiki gerçekleri anlatmamın en büyük nedeni yapılan birçok yanlış yayın ve belgesele belgeleri ile birlikte cevap vermekti. Bugüne kadar biz Ulu Önder'i hep ailemizden biri olarak kabul ettik. O yüzden hep paşamız olarak konuşuyoruz. Atatürk savaştan sonra teyzem ile tanışmasını kendisine tanrının bir lütfu olarak görür, 'Latife, Türk kadınına örnek olacak bir yapıya sahiptir' derdi. Atatürk ile Latife Hanım arasındaki evlilik 1925 yılının Mayıs ayı sonunda sona erdi" dedi.

"EN SON ÖLMEDEN ÜÇ AY ÖNCE GÖRDÜ"

Atatürk ve Latife Hanım ayrılmalarından sonra iki kez görüştüklerini belirten Öke, "İlk görüşme 1934 yılında olmuştu, ardından 1938 yılının Ağustos ayında Atatürk ölmeden üç ay önce Latife Hanımı görmek istediğini belirtir. İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın daveti üzerine teyzem Dolmabahçe sarayında Atatürk'ü ziyaret eder. ve ikisi başbaşa bir süre görüşürler. Ardından Atatürk teyzem için 'Latife, beynimde bir çiviydi. O'nu söküp attım ama boşluğu kaldı' dediğini biliyoruz. Ancak Atatürk ve Latife Hanım'ın son görüşmesinin içeriği ailemize dahi bugüne kadar açıklanmadı. Teyzem Atatürk'ü son olarak gördükten sonra daha fazla İstanbul'da yaşayamadı ve İsviçre'ye gitti" dedi.

ATATÜRK'ÜN OĞLU İDDİASI

Öke kitabında anlattığı olaylardan birini aktarırken Fikriye Hanım ile teyzesi arasında çatışma olduğu iddialarının doğru olmadığını ileri sürüp, "Teyzem ve ailemiz Fikriye Hanımı sever, saygı gösterirdi. Fikriye Hanım Atatürk'ün üvey babası Ragıp Bey tarafından akrabası. Mesela Abdürrahim Tuncak, Mustafa Kemal'e çok benzer. Abdürrahim Tuncak, Mustafa Kemal kabakulak geçirdiği zaman Zübeyde Hanım tarafından Halep'e götürülüyor. Zübeyde Hanım, 10 yaşındaki bir çocuğu, 'oğlu ölecek' diye yanında götürüyor, bırakmıyor. Zübeyde Hanım'ın niçin bu çocuğu oraya götürdüğü soru işareti. Bize göre bu Abdurrahim Tuncak'ın Mustafa Kemal'in oğlu olduğunun önemli bir işareti. Aralarındaki benzerliğe bakılırsa onun Fikriye Hanım ile Mustafa Kemal'in oğlu olma ihtimali de var" dedi.

LATİFE HANIM MÜZESİ İÇİN ÇALIŞMALARA BAŞLANDI

Yaklaşık bir saat süren canlı yayın sırasında radyonun telefonu Öke'ye soru sormak isteyen vatandaşlar tarafından kilitlendi. Latife Hanım ve Atatürk ile ilgili birçok değerli eşyaları Askeri Müze'ye aile olarak bağışladıklarını belirten Öke, şunları söyledi:

"Ancak yine de Latife Hanım ve Atatürk ile ilgili bir müzeyi oluşturacak kadar değerli eşyaları koruma altında tutuyoruz. Bugüne kadar müzenin yapılmayışını bir eksiklik olarak görüyoruz. Örneğin evliliklerinin ilk gecesi yataklarına serilen atlas çarşaf, düğün günü Latife Hanım'ın giydiği elbise bunlardan bazıları. Latife Hanım Müzesi'ni oluşturmak için çalışmalara başladık. Belki bununla bir vakıf kurulacaktır. Bu müzenin yeride İzmir veya İstanbul Akaretler'de Atatürk' ün yaşadığı ev olabilir" dedi.

Bu haber toplam 37390 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum