Meclis Genel Kurulu'nda sınır ötesi harekat tezkeresi görüşülmeye başlandı. Partiler adına ilk söz alan isim ise BDP İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder'di. Süreyya'nın ardından AK Parti adına İstanbul milletvekili ve TBMM Dışişleri komisyonu başkanı Volkan Bozkır söz aldı.. Volkan Bozkır'ın ardından ise CHP Yalova milletvekili Muharrem İnce kürsüye çıktı..

İnce'nin konuşmasından satır başları..

'TEZKERELERE DESTEK VERDİK AMA TERÖR ARTTI'

Ne zaman tezkere isteseniz hükümete evet dedik. Destek olduk ama her defasında terör daha da arttı. Genel görüşme istedik kabul etmediniz. Şaka mı bu dediniz.. Çözüm yeri olarak TBMM'yi görmediniz. Çözümü Habur'da, Oslo'da aradınız. Başbakan'ın Kayseri ve Sivas konuşmasını hatırlatan İnce, "Bizim 4 kez terör örgütüyle bir araya oturduğumuz şerefsizliğini yapanlar bunun hesabını her yerde vereceklerdir. 'Şerefsiz' ifadesi Kayseri'de duvara asıldı sahibini arıyor. 3 gün sonra Başbakan Sivas'ta.. "AK Parti hükümeti hiçbir terör örgütüyle masaya oturmaz. Başbakan şimdi ne diyor 'Özel temsilcimi ben gönderdim' diyor." Senin özel temsilcin CHP'yi şikayet ediyor. Terör örgütüyle kırmızı hat kuruyorsunuz.

İnce'den Davutoğlu'na: 'Tıpış tıpış geldi' demiyorum

'ÇOCUĞUNA 21 GÜN ASKERLİK YAPTIRANLARIN CİĞERİ YANMAZ'

Siz kim oluyorsunuz da Kurtuluş Savaşı yönetmiş bu TBMM'yi saf dışı bırakıyorsunuz. Çocuğuna 21 gün askerlik yaptıranların ciğeri yanmaz. Ciğeri yananlar al bayrağa sarılı çocuklarını toprağa koyanlardır. Başbakan'ın kanunsuz emirlerini uyguluyorsunuz. Bu yaptıklarınızın hesabı er ya da geç sorulacaktır. Oslo'da görüştüklerinizin uzantılarını gizli tanık olarak kullanıp aydınları zindana attınız. Memleketi böldünüz. Bankalarını, marketlerini, hastanelerini ayrıştırdınız, camilerini ayrıştırdınız. Dış politika konuşurken bile Alevi vatandaşlarımızı incittiniz. Müslüman Kürt kardeşlerimiz diyerek Kürtleri de böldünüz. Size son sözüm budur. Çözümün yeri TBMM'dir..

Gittiğiniz yol yol değildir.. Bu yolun sonu hayrı alamet degildir.

'SİZ ŞEYTANLA İŞBİRLİĞİ YAPIYORSUNUZ'

Vicdanlarınıza sesleneceğim şimdi.. Siyasi terör örgütü kurmakla suçlanan bir teğmen Mehmet Ali Çelebi 33 ay tutuklu kaldı. Serbest bırakılan bu teğmeni terörle mücadele etsin diye G.Doğu'ya gönderdiniz. Yaşıtları yüzbaşı oluyor. Bu teğmen çocuğu terörle mücadele etsin diye gönderiyorsunuz. Ben utanıyorum, vicdanım sızlıyor. Sizin sızlamıyor mu? 'Anaların gözyaşı dinecekse şeytanla bile görüşülür' diyor Hüseyin Çelik.. Siz şeytanla işbirliği yapıyorsunuz.

'TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALADI DEMİYORUM'

Sayın Davutoğlu CHP'yi ziyaret etti. 'Artık CHP'ye gitmeyeceğim' demişti. Şimdi size devlet adamı ve siyasetçi arasındaki farkı anlatacağım. Ben şimdi Sayın Dışişleri Bakanı'mıza 'tıpış tıpış geldi' demiyorum 'türkürdüğünü yaladı' da demiyorum.. Siyasetçi gibi değil, devlet adamı gibi konuşuyorum.

İnce, bu sözleri Davutoğlu'na dönerek söyledi