Hakkari’de ki hain terör saldırılarına bir tepkide Saadet Partisi Gölbaşı İlçe Başkanı Yaşar Aslan’dan geldi. Aslan, yaptığı açıklamada “Bu saldırıları şiddetle, beddualarla ve lanetle kınıyoruz” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

ALLAH ‘IN LANETİ PKK VE ONUN YANDAŞLARININ ÜZERİNE OLSUN!!!

         Yine hain terör çirkin yüzünü göstererek önce Bitlis ‘de 5 polis ve 4 sivil insanımızı şehit etmiş, ertesi gün Hakkari Çukurca da yaptığı alçakça saldırı ile 24 askerimizi şehit 18 askerimizin de yaralanmasına sebep olmuş, milletimizin yüreğine ateş düşürmüştür.

         Öncelikle bu saldırıları şiddetle, beddualarla ve lanetle kınıyoruz.

         Terör karşısında tüm yetkililer ve halkımızın sorumluluk duygusu içerisinde sağduyulu ve tutarlı davranmaları, hamasi ve boş açıklamalardan kaçınmaları gerekmektedir. Biran önce alınması gereken gecikmiş kararlar alınmalı, yapılması gerekenler somut olarak yapılmalıdır. “Gereği yapılacak, şehitlerin kanı yerde kalmayacak sözleri artık halkımız nezdinde rağbet görmemektedir.”

         Terör meselesi yalnızca ne iktidarın, ne muhalefetin, ne devletin, ne askerin, nede halkımızın tek başına sorumlu olduğu bir meseledir. Terör meselesi tüm Türkiye ‘nin meselesidir.

         Terör meselesi karşısında halkımız üzerine düşeni yaparak bu uğurda evlatlarını şehit vermekte, karşılığında da yetkililerden bunca yıl sabırla terörü bitirmeleri için gerekli olan her şeyi yapmalarını beklemektedir.

         Yetkililer terörün çözümünde elbette askeri tedbirleri sonuna kadar almak, tehlikeli unsurları ivedi bertaraf etmek zorundadır. Ancak yalnızca askeri müdahalelerle bu beladan kurtulmanın mümkün olmadığını 40 yıllık acı tecrübemiz göstermiştir. Terörün bertaraf edilmesinde yetkililer askeri tedbirlerin yanında, terörü doğuran inanç-eğitim-ekonomik-sosyal-kültürel tüm meselelere milli ve yerli çözümler üretmek durumundadır.

         Ateş düştüğü yeri yakar, her ne kadar şehitlerimize yansak da şehit aileleri kadar acıyı içimizde hissetmemiz mümkün değildir. Terör elebaşının krallar gibi beslendiği, yandaşlarının mecliste boy gösterdiği şu dönemde şehit ailelerinin hissiyatına tercüman olmak açısından şu soruları tüm yetkililerimize sormaktan kendimizi alamıyoruz:

       1-  40 yıldır süren terörle mücadelede hassas bölgelere ve çatışmaların yoğun olduğu bölgelere öncelikli olarak generallerin ardından da cumhurbaşkanlarının, başbakanların, bakanların, milletvekillerinin, üst düzey bürokratların, aydınların, sanatçıların ve zenginlerin çocuklarını göndersek, çatışmalarda bu kadar şehit versek acaba terör meselesini halletmek bu kadar uzun sürer miydi???

       2-  Yoksa bu halkın evlatları yetkililerimizin evlatlarından daha mı az kıymetlidir ????

         Cevapları tüm Türkiye‘nin vicdanına bırakırken şehit olan vatan evlatlarına ALLAH ‘dan rahmet yakınlarına sabrı cemil niyaz ediyorum

.

         TÜM HALKIMIZIN BAŞI SAĞ OLSUN