Giresun'un Görele ilçesinde trafik levhasına çarparak devrilen yolcu otobüsünde tam bir can pazarı yaşandı. Alev alan otobüsteki 9 kişi feci şekilde yanarak can verdi, 35 kişi de ağır yaralandı.
ETRAFA DÖKÜLEN YAKIT ALEV ALDI
4'ü personel 43 kişiyle İstanbul'dan Trabzon'a giden yolcu otobüsü Soğuksu civarında trafik uyarı işaretlerine çarptı. Çarpmanın etkisiyle devrilen otobüs uzun süre asfalt yolda kaydı. Etrafa dökülen yakıt ateş alınca da otobüsü alevler sardı. Bazı yolcular can havliyle kendini dışarı atarken araç şoförü ve 8 yolcu feci şekilde yanarak can verdi. Vücudunun bazı bölgeleri yanan çoğu ağır yaralı 34 kişi ise hastanelere kaldırıldı. Baba oğulun şoförlük yaptığı otobüsü oğul Ali Yılmaz'ın kullandığı, baba Necip Yılmaz'ın ise kaza sırasında şoförler için ayrılan bölümde istirahat ettiği bildirildi. Ali Yılmaz'ın kaza yerinde öldüğü, yaralanan Necip Yılmaz'ın ise ilk tedavisinin Görele Devlet Hastanesinde yapıldığı belirtildi.
Kazada hayatını kaybeden diğer kişilerin isimleri ise, Erhan Yıldız, Mehmet Usta, Kadir Tütünci, Emin Özdemir, Mehmet Ziya Topçu, Fatma Seniha Topçu, Hatice Yavuz ve Kıymet Yavuz olarak açıklandı.
OLAY YERİNDEN İLK GÖRÜNTÜLER İÇİN TIKLAYIN
YOLCU OTOBÜSÜ BÖYLE YANDI - TIKLAYIN
OLAY YERİNDEN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
10 NUMARALI YAĞ ŞÜPHESİ
Kazaya ilişkin açıklama yapan Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, kazada yaralanan 35 kişiden 7'sinin tedavilerinin ayakta yapıldığını, diğer yaralıların tedavisinin sürdüğünü belirtti. Kazayla ilgili incelemenin sürdürüldüğünü kaydeden Şahin, 'Sabotaj veya saldıran şüphelenmiyoruz' diye konuştu. Sahil yolunda 3 yolcu bıraktıktan sonra yaklaşık 60 kilometre hızla giden otobüsün üst uyarı trafik levhasına çarparak devrildiğini aktaran Şahin, aracın alevler içinde kaldığını, araçtaki yangına, kullanılan 10 numaralı yağın neden olduğu üzerinde durulduğunu ifade etti. Şahin durumu ağır olan yaralılara dikkat çekerek ölü sayısının artabileceğini ifade etti.
OTOBÜSÜN SAHİBİ: PATLAMA ÇARPMADAN ÖNCE MEYDANA GELDİ
Yanan yolcu otobüsünün sahibi Rüştü Çakır ise otobüsteki yedek kaptanla görüştüğünü, otobüsteki patlamanın otobüs direğe çarptıktan sonra değil çarpmadan önce meydana geldiğini ileri sürdü. Çakır şunları söyledi: 'Patlamanın neden kaynaklandığı bilinmiyor. Seyir halindeyken otobüsümüzde aniden patlama oluyor. Ondan sonra kaptanımız direksiyon hakimiyetini kaybedince yolun solundaki direğe vuruyor ve araçta yangın çıkıyor. Yolcularla birebir görüşme yaptım. Patlama oluyor ondan sonra yangın çıkıyor. Patlamanın yakıt deposundan kaynaklandığını düşünmüyoruz. Otobüsümüz daha bir aylık, sıfır bir araç. Bagajdan patlama sesi geliyor. Patlama sesi geldikten sonra kaptan direksiyon hakimiyetini kaybederek direğe vuruyor, ondan sonra otobüsün ön tarafında yangın çıkıyor.'
Annesini ziyarete gidiyordu
Özel İdaresinde işçi olarak çalışan, kazada hayatını kaybeden Kadir Tütünci'nin (49) hastalığı nedeniyle bir süredir İstanbul'da tedavi gören annesini ziyaret etmek üzere iş yerinden yıllık izin alarak İstanbul'a gittiği, ziyaretin ardından memleketi Trabzon'a dönmek üzere otobüse bindiği öğrenildi. Hafif yaralanan Mustafa Çolak, kaza anını gördüğünü, otobüsün trafik levhalarına çarpıp devrildiği, gerisini hatırlamadığını söyledi.
Ölenler aracın ön tarafındaydı
Görgü tanıkları, kaza öncesinde şiddetli bir patlama duyduklarını söyledi. Olay yeri yakınında bulunan Yüksel Tavacı, dinamit patlamasına benzer bir ses duyduğunu söyledi. Tavacı, yaşananları şöyle anlattı: 'Hemen ana caddeye çıktım. Bir otobüsün yandığını gördüm. Otobüsün yanına geldiğimizde 3-4 kişi yerde yatıyordu. Otobüs ise yanmaya devam ediyordu. Arka camı kırarak bu kısımdaki yolcuları çıkardık. Hayatını kaybedenler aracın ön bölümünde bulunanlardı. Onlar dışarıya çıkacak fırsatı bulamadı. Aracın arkasında bulunanlarsa camın kırılması sayesinde dışarıya çıkabildiler.'
Cesetlere DNA testi yapılacak
Kazada hayatını kaybedenlerin isimleri yolcu kayıtlarına bakılarak tespit edildi. Ancak tanınamayacak haldeki bazı cesetlerin kime ait olduğu olduğu belirlenemedi. Olay yerinden Trabzon Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na götürülen cesetler ile organ parçalarının kime ait olduğunun tesbiti için en az üç günlük bir çalışma gerektiği ifade edildi