Kıymetli Dostlar, Saygıdeğer Büyüklerim, öncelikle Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Elimiz kalem tutup, okumayı öğrendiğimiz günden beri aklımız, bilgimiz, özgüvenimiz, samimiyetimiz, yetiştiğimiz kültürel ve sosyal çevrenin bizlere aktardığı irfani birikimler, ilimizin ve ülkemizin fikir ve ruh ikliminin etkisinde yaşantımız sürüyor.
Aklımızı ve dolayısıyla düşüncelerimizi kiraya vermeden, cemiyetçiliğimizi ve ticaretimizi yapmaya çalışıyoruz. İrtibatta olduğumuz hiç kimsenin ön yargılarla kafasının içini okumaya çalışmadık, samimiyetini ve iyi niyetini sorgulamadık, duygudaşlık kurarak hep muhatabımızı anlama gayretinde olduk.
Velev ki art niyetli birini denk gelsek bile misli ile mukabele etmemeye azmettik. Zira "iyiliğe iyiliğin her kişinin, kötülüğe iyiliğin er kişinin harcı" olduğuna inandık. Çünkü bizlerin bugünlere gelmesinde emeği olan ailedeki, mahalledeki, okuldaki eli öpülesi büyüklerimiz ve ağabeylerimizden biz hep bu öğütleri aldık.Hamdolsun ki İnönü İlkokulu, Dr. Şerafettin Tombuloğlu Lisesi’nde, Üniversite yılları süresince ahbaplık yapıp gönül dostu olduğumuz, evine gittiğimiz evimize gelen hiçbir arkadaşımız bu vatana, millete ve onun değerlerine zararlı bir söylem ve işin içerisinde olmadı.
Bunu en başta ağzı dualı, Anadolu’nun irfan sahibi kan bağı olan olmayan büyüklerimize borçluyuz. Çünkü hepsinin bizim için gönülden dile dökülen "Allah güzel insanlarla karşılaştırsın" dilek ve temennisi kalpten bir istekti. Zaten şu da tecrübe ile tespit edilmiş bir hakikatti ki, çevremizdeki fikir ve ruh iklimi neyse, tabiri caizse okkadaki neyse divitede o damlıyordu.Zaten dünyaya da imtihan için gelinmişti. Layıkıyla günümüzü tamamlayıp "Hoş bir seda" bırakmak yegâne gayemiz olmalıydı. Ahirette, sual gününde işimize yaramayacak işler ile gönül hırpalamanın ve vakit geçirmenin anlamı yoktu.İşte böyle yaşayıp bize öğüt veren büyüklerimizden ahirete göçenlere rahmet olsun, sağ olanlara Rabbim sıhhatli ömür versin inşallah.
SevgiliDostlar,
Zaman su misali akıp gidiyor. Geriye dönüp baktığımda bizim kuşağın epey yolu geride bıraktığını görüyorum. Arkadan gelenlere güzel bir yarın bırakmak için gayreti elden bırakmamak lazım geldiğini ve bu kapsamda Anadolu’nun mayasına ve hamuruna sarılmamız lazım geldiğini düşünüyorum.Bugüne kadar milletimize ve milleti millet yapan değerlere sadakat ve hizmet; “Mazluma umut zalime korku"; Hoca Ahmet Yesevi’nin dünyanın dörtbir yanına gönderdiği Horasan Erenlerinin yaşantıları yolumuzu aydınlattı.Ahi Evranlar, ticaretimizin ana hatlarını belirledi.Kırmadan,dökmeden,incitmeden,meşru ve helalin peşinde gitmeyi Yunus Emre' den öğrendik.Allah'a layıkıyla kul olmayı Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa’dan (a.s.) öğrendik.Sünnete bağlılığı itikattaki büyüklerimizden öğrendik.İmam Maturidi'den aklımızı kullanmayı öğrendik.
Ve hayat tecrübemiz "Allah'ın birliği ve Peygamberin risaleti dışında hiçbir mutlak hakikatimiz yoktur" ile birleşince mücadele azmimiz ve yöntemlerimizi öğrendik.Tamamı iki rekât namaz etmeyecek hiçbir işin peşine düşmemeyi öğrendik.Muhtaç olanlardan birşey dilemenin anlamsızlığını öğrendik. Hiçbir zaman kendi taraftarımızı konsolite etme adına,toplumsal bütünlüğümüzü bozacak akıl ve ruh sağlığımızı bozacak,toplumun temel dinamiklerini sarsacak,toplumsal gelişme ve ilerlemeye katkısı olmayan söylemleri ve eylemleri tercih etmedik.
Bundan sonra da yaratanın izniyle öyle bir yol,yöntem ve üslubumuzun olmamasına azmettik. Kınayanların kınamasına aldırmadan doğru bildiğimiz yolda yürümeyi karar kıldık. Zira Göktürk Anıtlarında,632 yılında Veda Hutbesi’nde,1071’de Malazgirt’te,1176’da Miryakefalon’da,19 Mayıs 1919 Samsun'da,Amasya,Erzurum ve nihayetinde 4 Eylül Sivas’ta,27 Aralık’ta Ankara’da oluşan “Milli Ruh” milletimizin ortak paydasıdır. İstiklâl Marşımızda belirtilen hususlar ve medeniyet köklerimizi oluşturan değerler baş tacımızdır.
Bunlarla dost olanlar dostumuz;düşman olanlar düşmanımızdır.Bir hocamızın dediği gibi "Cumhuriyetimizin 100.yılını kutladık.1000 yıl daha buradayız ". O nedenle dostlarımız rahat olsun; düşmanlarımızda kahrolmaya devam etsin.Covid-19 süreci beraberinde "Yeni Normalleri" getiriyor.Tavsiyemiz eskiden olduğu gibi kederde,tasada,kıvançta,mutlulukta,bölüşüp paylaşmada,birlik ve dirlik olmada,kanaatte,tasarrufta,üretip bereketlendirmede,meşruda,helalde,sevgide,saygıda ve ahlâki değerlere bağlılıkta taviz vermeyelim.Hakkı,hukuku ve ADALETİ MUHAFAZA EDELİM.
Mektubumuzun hatm-i kelamı: Sözlerinin sonu "Hakkıdır Hakka Tapan Milletimin İstiklal" diyerek neticelenen herkes öz kardeşimizdir. Yokluğu paylaşmasını bilen Aziz Türk Milletimiz varlığını da paylaşacaktır. Umudumuz o dur ki, herkes üzerine düşeni yapacak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun her biri müstakil kıymetli ferdi layık olduğu yaşam standartlarında hayatını idame ettirecektir.Bu duygu ve düşüncelerle tüm gönül dostlarıma canı gönülden sevgi,saygı ve hürmetlerimi sunuyorum ve BAYRAMINIZ BAYRAM OLA DİYORUM.
MAYIS 2020 ALİ İHSAN GÜÇLÜ