İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir mitinginde söylediği "Tayyip Erdoğan hiçbir belediyeye adaletsizlik yapmamıştır. İspat etsinler, ben bu görevi bırakırım" sözleri için "Herhalde Sayın Başbakan, İzmir'e yapılan engellemeler konusunda bilgi sahibi değil. Yoksa bu kadar iddialı konuşmazdı" dedi
Başbakan Erdoğan'ın, İzmir'de Gündoğdu Meydanı'nda dün yaptığı mitingteki konuşmasında çelişkiler olduğunu belirten Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bir taraftan "Mevlana'nın hoşgörüsünden" söz eden Erdoğan'ın, diğer taraftan İzmir'deki yerel yönetimin bir başka siyasi partiye mensup belediye başkanı tarafından yönetilmesini "Kör bir ideoloji İzmir'i esir almış durumda" olarak tanımladığına dikkat çekti.
İZMİR'DE GENEL SEÇİM BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÜZERİNDEN YAPILIYOR
Başbakan'ın "yalancılık ve nankörlük" ithamları karşısında sessiz kalamayacağını söyleyen Kocaoğlu, şöyle dedi:
"Sayın Başbakan, 2009 yerel seçimi öncesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi hakkında ağır ithamlarda bulunmuştu. Ancak biz, 'Yerel seçim sürecidir, yerelde söz söylemesi gerekebilir' düşüncesiyle cevap vermemiştik. Bugün ise genel seçim sürecindeyiz. Ben Büyükşehir Belediyesi'nin genel siyaseti dışında tutulmasının doğru olacağı ve bu seçimlerde genel politikaların konuşulması gerektiği konusunda defalarca açıklamalar yaptım. Ama üzülerek ifade etmeliyim ki, İzmir'de genel seçim, Büyükşehir Belediyesi üzerinden yapılıyor. Bunun en son ve en somut örneği, Sayın Başbakan'ın İzmir mitingindeki sözleridir. O nedenle, Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik haksız suçlamalara satır başlarıyla da olsa yanıt vermek, bizim açımızdan bir zorunluluk olmuştur."
Başbakan'ın miting konuşmasında söylediği, "Tayyip Erdoğan hiçbir belediyeye adaletsizlik yapmamıştır. İspat etsinler, ben bu görevi bırakırım" sözlerini hatırlatan Kocaoğlu, şunları söyledi:
'63 MİLYON LİRA FAZLA PARA KESİLDİ'
"Öyleyse ben de söylüyorum: 2009 yılında Bakanlar Kurulu Kararı, sadece İzmir için farklı yorumlanarak bizden Hazine borçlarımıza karşılık 63 milyon lira fazla para kesildi. Konuyu Maliye Bakanlığı bünyesinde düzeltmek için çok uğraştık. 5.5 milyon liralık bölümüne dava açıp kazandık. Emsal karar oluştu. Ancak geriye kalan 56.5 milyon liramızı zaman aşımından dolayı ödemediler. Hazine'nin mahalli idarelerden alacağı paranın sadece yüzde 2'si İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne aitken, tahsilatın yüzde 56'sı İzmir'den yapıldı. Nisan 2011 sonu itibariyle Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin toplam 2 milyar 541 milyon TL borcuna karşılık sadece 23 milyon TL kesilirken, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 312 milyon TL borcuna karşılık ise tam 86.6 milyon TL tahsilat yapıldı. Hazine'nin kesinti oranlarıyla ilgili örneklerimizi çoğaltabiliriz."
'İZMİR'E BAŞKA ANKARA'YA BAŞKA'
Devlet Su İşleri (DSİ) bugüne kadarki örneklerde kendi konusundaki tüm projeleri üstlenip tamamladıktan sonra belediyelere devrederken, Gördes Barajı'ndan İzmir'e gelecek suyun arıtmalarının İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması için protokol imzaladığını da anlatan Kocaoğlu, "Şimdi soruyoruz: Aynı dönemde Ankara'ya Kızılırmak'tan getirilen suyun bedelini kim ödemiştir? Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nden Belediye Hizmet Alanı imarlı arazileri para karşılığı satın almak zorunda kalan başka bir belediye var mıdır? Kadifekale Kentsel Dönüşüm Projesi'nde işbirliği yaptığımız TOKİ, aramızdaki protokole rağmen, yaptığı binaları bize satmıştır. Heyelan bölgesinin boşaltılması projesini de bu yüzden sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi yürütmektedir. Bu işin maliyeti şu anda 175 milyon liradır. Hükümetin ve TOKİ'nin maalesef bu projede bir kuruş parası yoktur. 'Pis koktuğu' söylenen İzmir, şu anda tüm Türkiye'deki ileri biyolojik arıtma kapasitesinin yüzde 38'ini tek başına karşılamaktadır. Şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Körfezi'ni yüzülebilir hale getirmek için Büyük Körfez Projesi'ni başlatmaktadır."
'İZMİRLİ HEMŞEHRİLERİMDEN AF DİLİYORUM'
Aziz Kocaoğlu yazılı açıklamasının devamında Başbakan Erdoğan'ın kendilerini yalancılık ve nankörlükle suçlamadığı için yanıt vermek zorunda kaldığını anlatırken, şöyle devam etti:
"Ama dürüstlük ve vefa duygusu gibi bizi biz yapan, kişiliğimizi oluşturan değerlerimize saldırılması, bu açıklamamızı zorunlu hale getirdi. Biz biliyoruz ki, İzmirli hemşehrilerimiz, hangi siyasi görüşten, hangi düşünceden, hangi inançtan olursa olsun, bizim dürüstlüğümüze olan inançlarını güçlendirerek sürdürüyor. 7 senedir sadece İzmir ve İzmirliler için yaptığımız özverili duruş ve çalışmaları çok iyi biliyorlar. Biz kendimizi 4 milyon İzmirli hemşehrimizin gönlüne emanet ettik. Onlara hizmetten başka da bir amacımız olamaz. İstemeden yaptığım bu açıklama için İzmirli hemşehrilerimin affını diliyorum."