Başkent'in tarihi ve mistik ortamı Hacı Bayram'da bulunan BELMEK çini kursunda, 18-70 yaş arasındaki 31 kişiden oluşan kursiyerler, haftanın 5 günü 09.00-16.30 arasında verilen çini kurslarında, usta öğretici Yasemin Şener’den aldıkları eğitimle, çini sanatını gelecek nesillere taşıyacak sanatçılar olarak yetişiyorlar.
Geçmişte genellikle cami, köşk, saray, çeşme, türbe gibi mimari yapıların iç ve dış süslemelerinde kullanılan çini sanatı, BELMEK kursiyerlerinin elinde; duvara asılacak bir süs tabağının, sehpaya konulacak içi çiçek dolu bir vazonun, dost sohbetlerinin sıcak içeceklerinin konulacağı kupanın, bardağın ve birçok süs objesinin birbirinden renkli desenlerden oluşan süslemelerinde şekilleniyor.
-“EMEK, SABIR VE HÜNERLE ORTAYA ÇIKAN SANAT”
BELMEK Öğretmeni Yasemin Şener, çini sanatını ve inceliklerini öğrenebilmek için en az 3 yıl kursa devam etmek gerektiğini belirterek, "10 yıldır aksatmadan bu kursa gelen öğrencim de var, artık öğretmenlik yapmaya başlayan 8 öğrencim de var" dedi.
Çini sanatında sabır ve el becerisinin önemine dikkat çeken Şener, bir çini eser ortaya çıkabilmesi için gereken yapım süreçlerini anlattı.
Önce çini yapımında kullanılan tebeşir, kum ve kaolenden oluşan maddelerin hamur haline getirilip şekillendirildiğini ifade eden Şener, “Çini yapılacak objenin yüzeyi, işlenecek desenin kara kalemle çizildiği beyaz bir kağıtla kaplanır. Bu desen, boncuk iğnesiyle ince ince delinerek, kömür tozu yardımıyla yapılacak çini yüzeyine aktarılır. Desen (tahrir) kontürleri oluşturulduktan sonra, kök boyalarla iç zemin boyanır. Sonra boyanan obje, camsı bir madde olan sır maddesiyle kaplanarak, özel fırınlarda pişirilir” dedi.