Tarihin ve Anadolu'nun kaderinin dönüm noktalarından Çanakkale Savaşları, yeni nesiller için hem bir övünç kaynağı, hem de alınması gereken bir ders niteliğindedir. Çanakkale Zaferi'nin 98. yılını kutladığımız şu günlerde, savaşın milletler üzerindeki olumsuz etkilerini de göz ardı etmemek gerek.
Çanakkale Savaşları, bizler için zafer olarak nitelendirilse de sonraki yıllarda yaşananlar, bir cephede kazanılan zaferin, savaşı kazanmaya yetmeyebileceğini göstermiştir. Çanakkale Zaferi, Anadou insanı için tartışılmaz olsa da bazı tarihçiler olaylara farklı bakabiliyor.
Hukuk tarihi ve İslam hukuku profesörü Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Çanakkale Savaşları'nın zafer değil de yenilgiyle sonuçlanması halinde, olayların nasıl gelişeceğine Türkiye gazetesinde yazdığı makalesinde yer verdi.
İşte o makale:
ÇANAKKALE GEÇİLSEYDİ..
Çanakkale Boğazı, 1918 değil de 1915 yılında geçilseydi tarihin seyri tamamen değişebilirdi. Çanakkale'nin geçilmesi durumunda neler olacağını tahmin etmek enteresan olduğu kadar zor ve riskli.
Çanakkale muharebeleri, Irak cephesindeki Kutü'l-amâre muharebesi ile beraber Birinci Cihan Harbinde yüz akımız sayılır. Her ikisinde de güçlü düşmana karşı emsalsiz bir muvaffakiyet elde edilmiştir. Hatta Irak cephesinde, İngiliz ordusunun kumandanı bile esir alınmıştır. Bundan dolayı ne kadar iftihar etsek, azdır. Muzaffer askerlerimizi şükranla anıyoruz... Acaba Çanakkale geçilseydi, ne olurdu? Şunu diyebilirsiniz: Çanakkale zaten üç seneye kalmadan geçildi. Biz burada 1918 yılında değil, 1915 yılında geçilseydi, tarihin seyri nasıl değişirdi, onu merak ediyoruz. Buna cevap vermek de kolay değil. Tarihî konularda, eldeki bilgilere göre konuşmak kolay. Ama geleceğe dair tahminler yapmak enteresan olduğu kadar da zor ve riskli.
SAVAŞIN FATURASI HAFİFLERDİ
Kendi açımızdan şu tahminleri yapmak belki mümkün: Bir kere harb bu kadar uzamazdı. Zayiatın çok olduğu Çanakkale kara harblerine gerek kalmazdı. Milyona yakın Mehmetçiğin şehid olup, esir düştüğü Irak, Mısır, Galiçya, Suriye gibi yeni cepheler açılmazdı. Hükümet, düşmanla münferid sulh istemek zorunda kalırdı. Daha az zayiatla harbden çekilmek mümkün olurdu. İtilaf devletleri, Sevr'deki kadar acımasız olmazdı. "Bizim derdimiz Almanlarla idi. Siz niye harbe girdiniz? Harbi uzattınız. Cepheleri genişlettiniz. Her şeyin mes'ulü sizsiniz!" diyerek bize savaş suçlusu muamelesi yapmazlardı. Arap ihtilali gerçekleşmez, Filistin, Suriye, Irak, Arabistan elden çıkmazdı. Arabistan'da Vehhabî Suud Krallığı, Filistin'de İsrail Devleti kurulmazdı. Petrol havzaları ve mukaddes beldeler işgal edilmezdi. Arap toprakları istiklalini kazanırdı ama, Osmanlı Milletler Topluluğu adıyla toparlanabilirdi.
RUS ÇARLIĞI DEVRİLMEZDİ, KOMÜNİST İDARE KURULMAZDI
Çanakkale'yi geçmek isteyenler Rusya'ya yardım götürdükleri için, Rusya'da Bolşevik ihtilali olmaz; çarlık devrilmez; yetmiş sene dünya milletlerini inim inim inleten komünist idare kurulmaz; ekserisi Türk asıllı milyonlarca insan katliâma maruz kalmazdı. Bolşevik Ruslar, Güney Kafkasya'ya inemezler; Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan işgal edilmezdi. Anadolu ve Rumeli'de yüz binlerce insan yurtlarından sürülmezdi. Osmanlı Devleti yıkılmaz; Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya ve Anadolu bu ağır enkazın altında kalmazdı.
CUMHURİYET KURULAMAZDI
Ama işe bir de başka taraftan bakalım: Çanakkale 1915'te geçilseydi, Cumhuriyete giden yol kurulamaz; Mustafa Kemal gibi büyük bir lider ortaya çıkamaz; Türkiye'nin çehresi değişemezdi.