Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut'un sorularını yanıtladı.
Van'dan yapılan canlı yayında Erdoğan, güncel konulara ilişkin soruları yanıtladı. Kürt sorunu konusunda yola çıktıkları ilk günden beri adımlar attıklarını kaydeden Erdoğan, "Bizim kitabımızda ret, inkar, asimilasyon yok" dedi. Erdoğan, ÖSYM Başkanı Ali Demir'in mağdur olduğunu ve dava açması gerektiğini söyledi. YGS ile ilgili protestoların medyada bir kişinin yaptığı yayınlarla yayıldığını bu kişinin de görevlendirildiğini öne süren Erdoğan, "Kopya yok, bir kişinin hakkı yenmedi. Yargı leyhte karar verdi" dedi. Erdoğan, internete sansürün de söz konusu olmadığını kaydetti. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun "davetiye" iddiaları ve "kaset" skandallarıyla ilgili soruları da yanıtladı.
Erdoğan: Bölgedeki Belediyeler ideolojik siyaset yapıyor - izle
Erdoğan: Medya bu ülkeye yardımcı olmuyor - izle
Erdoğan: Kılıçdaroğlu zamanında hastaların durumu
Erdoğan'dan uçakla davetiye açıklaması
Erdoğan: Gayri Meşru ilişki özel alan değildir
Erdoğan'ın Abbas Güçlü'ye tepkisi - izle
İSİM VERMEDEN ABBAS GÜÇLÜ'YE ÇIKIŞTI
Erdoğan isim vermeden Milliyet Gazetesi yazarı Abbas Güçlü'yü sert bir dille eleştirdi. Başbakan Erdoğan, 'O kişinin bu iş üzerindeki kampanyasını da söylüyorum. Mensubu olduğu yayın organında da köşesdinde de sürekli bu işi tahrik etti. Mahşeri vicdanda mahkum olacaklar. Gelecekte de bunlar bedelini çok ağır ödeyecekler.' diye konuştu..
Van'da açıkladığı belgeler ve bugün gelinen noktadan bahsedelim. Özellikle Mem U Zin'den bahsettiniz...
Belgeler, daha çok Kürtçe yayınlar, kasetler ve en sonunda Mem U Zin adlı eser. Bunlardan birincisi Bağdat'ta Kürtçe olarak bastırılmış olan kitabın meni ve mevcutlarının toplatılması... İmza, Reis-i Cumhur, İsmet İnönü.
İkincisi Suriye'de yapılıp yurdumuza sokulan Kürtçe plağın menni. Bu da yine Bakanlar Kurulu'nun kararıyla. Reis-i Cumhur, İsmet İnönü.
Üçüncüsü Süleyman Haço tarafından yazılan ve Halep'te bastırılan modern Kürt edebiyatının yasak edilmesi ile alakalı. Yine Cumhurbaşkanı İsmet İnönü...
Dördüncü belge de Kürt, fukara hayır cemiyeti tarafından 1932 yılında El- Cezire'de bastırılan kitabın yurda sokulmasının yasak edilmesi. Reis-i Cumhur, İsmet İnönü.
Bütün bunların yanında bir diğeri de bugün gösterdiğim Ahmedi Hani tarafından yazılan İstanbul'da basılan Mem U Zin adlı kitabın dağıtımının yasak edilmesi. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü.
Buna benzer onlarca belge var. En önemlisi Mem U Zin. Bizim dönemimize kadar yasaklı. Şimdi Kültür Bakanlığımız tarafından bastırdık.
Böyle"sakıncalı" bir eseri niye yayınladınız?
Böyle edebi bir eserin yasaklanması mümkün değil. Şu anda hem Kürtçe hem Türkçe hazırladık. Halkın yüzde 98-99'unun Müslüman olduğu ülkede ilmihaller de yasaklandı. Kılıçdaroğlu işine geldiği zaman yeni CHP işine geldiği zaman Atatürk'ün kurduğu partiyiz diyor. Belgeler ortada. Kürt kökenli vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bunun önün açan AK Parti oldu. CHP'nin koalisyona ortak olduğu yıllar oldu. En ufak bir ses çıkmadı. Bizim sözümüz vardı, bu yasakları kaldırarak bugünlere geldik. Bu süreci aynen devam ettireceğiz. Bunların Kürt sorunu deyip de gündeme getirdiği, bizim partimizi kurarken programımıza aldığımız... Adına ister Kürt sorunu, ister doğu sorunu diyin... O günden bugüne bu çalışmayı yapıyoruz. Biz o günden itibaren bu adımları attık ve peyderpey neticeleri aldık.
Kürt sorunu dendiği zaman ne ret var ne inkar var ne asimilasyon var AK Parti politikalarında. 60'a yakın Kürt milletvekilim var, Kürt bakan arkadaşlarım var.
Etnik, bölgesel, dinsel milliyetçiliğe karşı olduğumuzu yola çıkarken söyledik.
PKK'NIN AJANSI MHP'Yİ, MHP DE ONLARI ÖVÜYOR
Kandil'in yönettiği yayınlarda nefret Türkiye Cumhuriyeti devletine yöneltilirken şimdi AK Parti'ye yöneltiliyor. Bu sizi rahatsız mı ediyor yoksa güven mi veriyor?
Diğer siyasi partilerin hedefe konmaması... AK Parti'nin çözüm olduğu görülüyor. Siz çözüm ürettiğiniz zaman hedef haline geliyorsunuz. Elindeki bütün enstrümanlar alınıyor. Ne diyecekler Kürt kökenli vatandaşlarımıza?
Eğitimde batıyla aynı standartlara geliyor. Sağlıksa gurur duyacağımız hastane açılışı yaptık. Bunlar güneydoğu ve doğunun ne hale geldiğini gösteriyor. Bunları istismar edemiyorlar. Ben ret, inkar ve asimilasyonu nasıl işlerim, diye bakıyorlar. Bu da ortadan kalktı. Kürtçe propaganda yapılabiliyor. Bunlar ellerinden alındıkça daha da ileri gidiliyor. PKK'nın ajansı MHP'yi övüyor. MHP de onu övüyor. Her iki taraftan da AK Parti'ye karşı bir tavır var. Molotofların BDP ilçe teşkilatınca gençlere dağıtılması sıradan bir olay değil. Seçim bürolarımız ateşe tutuldu. Genel başkan yardımcımın bürosu.... Ama biz yılmayacağız.
Şimdi ne oldu? MHP Diyarbakır'a geliyor. Yıllarca söyledik. Hepimiz burada olmalıyız. Hepimiz burada olalım ki burada teröre zemin kalmasın.
Erbil'deki durumu nasıl değerlendireceksiniz? Sanki Erbil Türkiyeleşmeye başlamış.
Aramızda çok ciddi bağlarımız var. Sıradan bağlar değil. Dolayısıyla iletişim yoğun bir şekilde devam ediyor. Kuzey Irak'ta ciddi sayıda Türk okulları var. Kuzey Irak'ın son zamanlarda yapılanmasına baktığınız zaman Türk girişimcileri görürsünüz. İletişim ciddi manada gelişiyor. Kuzey Irak'la münasebetimizdeki olumlu gelişmeler daha da ileri noktalara gidecek. Tarihten gelen bağlarımız var. Bütün mesele huzur ve güvende düğümleniyor. Ekonomik anlamda istikrar...
Burada herkes işsizlik diyor. İşsizliğin sebebi nedir? Özellikle Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum. Birinci derecede terördür. Güven ortamı tehdit ediliyor. Yatırımcı bu ortam olmadan girmez. Burası bakire bir alan. Terörle ilgili bölge halkıyla el ele mücadeleyi verelim, girişimci gelecektir. Altyapısı hazır. Yol var, havaalanı var...
Bugün 365 tane açılış yaptık. Van'a her gelişimde elim dolu geliyorum. Burada inşallah 5 yıldızlı otel... Ondan sonra büyükçe bir park yine... Sağolsun belediyenin burada hizmet siyasetiyle alakası yok. İdeolojik siyaset. Gönül bunu arzu etmez. Van'ı yerel idarede de çok farklı bir konuma taşımamız lazım.
Akdamar'da attığımız adım uluslararası bir adımdı.
Merkezi hükümeti eleştiriyorlar belediyeyi eleştirdiğiniz zaman...
Türkiye'de belediyeler en adil şekilde haklarını bizim dönemimizde alıyor. Ekonomik anlamda geri kalmış olanlara artı değer veriyoruz. Bu paraları ideolojik olarak kullanırsanız bu işi götüremezsiniz.
Yüksekova Belediyesi 17 milyon TL aldı, az para değil.
Yüksekova'da havalanı temeli atacaksınız halkın oraya gitmesi engellenecek... Bakın biz bunları yapıyoruz. Hakkari'de durum bu. Orada terör var diye durmak yok. Yol yapıyoruz, müteahhitlerin makineleri yakılıyor.
İsraf ekonomisi içinde bu parayı değerlendirirseniz batarsınız. Yatırımların yerinde yapılması lazım. Tüm bütçe giderlerinin yüzde 30'u personele gitmesi lazım. Yüzde yüzü aşanlar var. Borçlanarak personelinin maaşını ödeyemeyen belediyeler var.
BDP'ye "Van minüte" mi dediniz, birçok belge açıkladınız?
Bu belgeler daha çok CHP ile ilgili belgelerdir. AK Parti iktidarında kimse ret, inkar, asimilasyon var diyemez.
O kitabın (Mem U Zin) yasaklanmasının sebebi Kürtçe olması... Tahtalar üzerine yazardı, onun üzerine Elifba öğrenmeye giderdik.
Kütahya depremi ile ilgili son durum nedir?
Dün gece depremin haberini alır almaz başbakan yardımcım başta olmak üzere devreye girdiler. Çevre Bakanımız hemen Simav'a hareket ettiler. Kızılay, kurtarma ekiplerimiz, hepsi oraya intikal ettiler. Vali Bey'le gece saat 12.00'ye doğru görüşmem oldu. İki vatandaşımız öldü, birisi binadan inerken, diğeri kalp krizi sonucu... 60 civarında yaralı ayakta tedavi gördü. Ağır hasar gören binalar var. İki üç binanın yan yattığı yönünde bilgiler var. Orada gerekli tespitler süratle kurulmuş olan komisyon tarafından yapılacak. Bu deprem sonraları yapmış olduğumuz kentsel dönüşümü burada da yapmayı planlıyoruz, öncekiler gibi bir durum varsa. Oradaki kardeşlerim hiçbir endişe taşımasın.
Yeni bir fay hattı tanımladınız. Silivri-Kandil dediniz...
Silivri-Kandil, Silivri-Ankara...
Silivri yargılananaların bulunduğu bir yer. Kandil'dekileri de ortaya koyduğunuz zaman... Hala ayakta olan bir şeyler var. Bu yapı çökertilemedi mi?
Bu işi tamamıyla bitirmiş olsak terör gibi bir bela başımızda olmaz. 12 Eylül'de bu ittifakı gördük, CHP, MHP, BDP illegal örgütler Hayır'da birleştiler. Biz orada adeta tek başımıza mücadele verdik. Benzer bir mücadele karşımızda. 12 Haziran'da aynı duruma düşmek istemiyorlar. ROJ TV'nin MHP'ye methiyesi var. MHP genel başkan yardımcısının onlara methiyesi var. Buralarda bir şeylerin döndüğü çok açık ortaya çıkıyor. AK Parti'nin düşürülmesi kimlerin ortak paydasını teşkil ediyor? Baktığınız zaman bir kısım medya da bunların içinde. Bunları da çok akıllıca yapıyorlar. Biz de tabii yıllarca onların bu oyunu karşısında piştik.
Bu kirli ittifak yıkılmadı yani?
Uzantılar var... Eskisi kadar güçlü olduklarına inanmıyorum. Bu kadar hizmet yapamazdık.
1960'larda sonra ne zaman devalüasyon o zaman darbe... Bir bakıma finansal ergenekon da var. Bu yapı finansal olarak da beslenmiş.
Bazı kalıntılar olabilir. Mesele biz nereye geliyoruz. Geldiğimizde ilk darbeye devletin borçlanma faizini aşağı çekmemiz oldu. Şu anda Amerika'da Fed'in faizi nedir? Bizde niçin 7-8 olsun? Maliyetler üzerinde olumsuz bir etkisi var. Parayla para kazanmayı teşkil ediyor. Biz diyoruz ki reel yatırımlardan para kazanılsın. Paradan para kazanılmasının bedelini millet ödüyor.
Bizim IMF'ye borcumuz 23.5 milyar dolardı. Herkesin aman kapısına dayanma dediği bir kurumdu. Biz 3.5 yıldır hiçbir anlaşma yapmadık. Ama MHP bu anlaşmayı yaptı. 4.9 milyar dolara düştü IMF'ye borcumuz.
Merkez Bankası'na geliyoruz. Bize 27.5 milyar dolar devretti. yarıdan fazlası Avrupa'daki işçi kardeşlerimin dövizi. Şimdi 95.3 milyar dolar oldu. Yolsuzlukların olduğu bir ülkede bu kadar güçlü yatırımları yapabilir misiniz?
230 milyar dolarda aldık milli geliri, 740'a ulaştık. Bunlar gözardı ediyorlar. Şimdi yine Sayın Bahçeli asgari ücreti 825 lira yapacağım. Güzel insan 184 lirada bize bıraktın. Asgari ücreti rakam üzerinden konuşma, satın alma gücüne göre konuş. Senin 184 liran o zaman ne kadar ekmek alıyordu? Şimdi ne kadar alıyor buna bakalım. Şimdiki durum gerideyse ben çekilmeye hazırım.
Nema adı altında 13.5 katrilyon kesildi. Diğer partilerin, hepsinin günahı var. Devlet işçisine, memuruna borçlu olamaz dedik, bu paraları süratle ödedik. Ardından KEY diye bir olay çıktı. Zavallı kardeşimi konut edindireceğim diye paralarından kesmişler. Bunlar niçin kesiliyordu? Hükümetlerin kredibilitesi kalmamıştı. Bizim böyle bir sıkıntımız olmadı. Yere sağlam basıyoruz. Çiftçiye verdikleri kredinin faizi yüzde 59'du. Biz yüzde 5 faizle veriyoruz.
2000-2001'deki gibi bir "finansal giyotin" riski var mı?
Göreve geldiğimizden bu yana özellikle medya birçok tezgahın içine girdi. Bu işi yapamazlar... Bu işin anahtarı bir, liderlik olayı. Hem yönlendireceksin hem de idareyi elinden kaçırmayacaksın: Sevki idare...
Dürüst olacaksın. Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklarla mücadele dedik. Kaynak burada. Biz kaynak Tayyip demedik. Şu ana kadar da başarılar birbirini kovaladı. Borsa 11 civarındaydı. Şu anda 60 binin üzerinde. Biz çok büyük paralar kazandık diyen iş adamaları var. Bu iş adamlarının rahatsız oldukları bir şey var. Şimdi o kadar rahat para kazanamıyorlar. Ama öyle iş adamlarımız var ki "Ben yatırım yapmaya hazırım, siz bana imkan verin" diyor.
Siz HES'lerle Türkiye'yi ciddi manada donatırsanız doğalgaza muhtaç olmayacaksınız. Doğalgazın maliyeti bize çok pahalı. Ama hidroelektrik santrali ucuz. Aynı şekilde termikte...
MEDYADAN DURUP DURURKEN ŞİKAYET ETMİYORUZ
Medyadan şikayetçisiniz...
Durup dururken şikayet etmiyoruz. Medya bu ülkeye yardımcı olmuyor. Medya gücünü hangi istikamette kullanıyor? Ülkenin kalkınması, birikimini artırması için mi yoksa menfaatleri için mi?
Huyudurlar, iktidarları köşeye sıkıştırılar. En sonunda "şunu ver" derler. Seçime giderken bütçemiz fazla veriyor.
Sokaktaki terör başladığı zaman manşet değişiyor, borsadaki hareket değişiyor...
Bizimle işlerine geldiği zaman da araları çok iyi. Ama bir anda her şey değişiveriyor. Bizden ne istiyorsunuz, diyorlar. Bu kadar güzellikleri bir anlatın. Bugün gazetelerin hiçbirine bakmadım. Dün Siirt'te yaptığım açılışlar var mı? Bugün mesela bu kadar açılış yaptık Van'da. Yarın bakın yazılı medyaya... Bugün görsel medyada ne kadar verildi bilmiyorum. 365 tane açılış yaptık. Bunun bir heyecanını duymak gerekmez mi? Bir araya geldiğimiz zaman da, haberim yoktu, yurt dışındaydım... Elimizden geldiğince halkımızabunları duyurmaya çalışıyoruz.
Kürtçe yasaklardan bahsettiniz. Türk halkının denize girmesi yasaktı. Bir metre tekneye inanılmaz vergi... Sanki gizli bir el denize inmeyi yasaklamış. Şimdi o kalktı, denizde ulaşım başladı...
Bir şey daha yaptık. Kabotaj içindeki bütün gemilerin ve balıkçı motorlarının ÖTV'lerini kaldırdık. Gemi inşaat sektörüne çok büyük destekler verdik. Uluslararası kriz olmasaydı çok farklı yerde olurdu.
DAVETİYE YANITI
Davetiyeyi özel uçakla gönderdiniz mi?
Sayın Kılıçdaroğlu gerçekten dürüst bir siyasetçi olarak karşımıza çıkmadı. Ve siyasetçi de olamadı. Böyle siyaset yapılmaz. Bir defa ben şöyle demedim, böyle demedim diyor. 'Kendi kızının davetiyesini özel uçakla Ürdün'e göndermeyeceksiniz' diyor. Ben ağır ifadeler kullanınca manevra yapmaya başladı. Bunlar benim hayatımda olmayacak şeyler. Bizim araçlarımız bizde zata tahsislidir. Adeta kendi aracınız gibi kullanırsınız. Başka bir araç kullanmazsınız. Bu uçak veya araçlar bu şekilde kullanılır. Benim Ürdün seyahatim resmi bir seyahat değil. Kralın davetlisi olarak gittim, gidince de ben kızımın davetiyesini orada verdim. Neymiş Tufan Türenç yazmış düzeltmemişim. Ben bütün ekibimle bunu mu takip edeceğim? Kusura bakmayın ama kayda değer bulduğuma cevap veririm. Her şeye cevap vermek durumunda değiliz.
İnternetin sansürlenmesi ile ilgili iddialar var...
Bir defa hükümet tarafından yapılan bir uygulama yok. İsteyenler filtre mekanizmasını kendileri alır. Hükümet olarak işi gücü bırakıp bunlarla uğraşmamız mümkün olabilir mi? Ne böyle hazırlığımız var ne de böyle bir yöntem var. Bu konularda bugüne kadar da hiçbir adım atmadık. ÖSYM'deki iddiaların nasıl sonra yalan olduğu ortaya çıktı. İnternet olayı da bu şekilde yalandır. AK Parti'ye saldırmadaki değişik yöntemlerden biridir. Böyle bir şey söz konusu değildir, karşısında bizi bulur.
"MEDYADA BİR KİŞİNİN TAHRİKİ..."
YGS'de açıklama yapmak için son ana kadar beklediniz...
İnandım. İnandığım gibi de çıktı. 'Bir tane yavrumuzun burada hakkının zayi olmsına müsaade etmeyiz' dedik. 'Konu yargıdadır işi takip ediyoruz' dedik. Ne oldu yargı leyhte karar verdi. İkinci imtihana ha gayret diyorum. Burada da yine medya var. Bir kişi var onun etrafında yürütüldü. Sonra dalga dalga illegal örgütlere kadar yayıldı. Öğrenci bunu ne bilir?
Medya bunu niye yapar?
Görevlendirme var. ÖSYM bağımsız bir kurul. Bunun partiyle ne ilgisi var. Ve doğru cevaplara baktığınız zaman bir önceki yıllara göre daha düşük. Önemli olan kopya var mı? Kopya olmadığını öğrenince de vicdanen rahat oldum. O kişinin bu iş üzerindeki kampanyasını da söylüyorum. Mensubu olduğu yayın organında da köşesdinde de sürekli bu işi tahrik etti. Mahşeri vicdanda mahkum olacaklar. Gelecekte de bunlar bedelini çok ağır ödeyecekler.
Vicdanen mi hukuken mi?
Hukuken de olabilir. ÖSYM Başkanı'nın dava açması lazım. Onun da hakkını araması lazım. Manen ciddi bir mağduriyete uğradı. 1 milyon 700 bin gencin üzerinden rant elde etmeye çalışıyorlar. Başta Kılıçdaroğlu... Ali Bey'in profesrtlüğüne hakaret etti, söylenmedik laf bırakmadı...
KASET SKANDALLARI
"Özel meşru olandır. Gayri meşru bir uygulamayı kendi özeli diye vermezsiniz. Toplumun ahlaki değerleri var. Ahlak çerçevesi içinde olan özeldir. Gayri ahlaki olanı özel diye gösteremezsiniz. Örnek alınması gerekli olanlar yaşam tarzlarına dikkat edecekler. Hem aileyi tehdit eden tarzlara dikkat edecekler.
Kaset olayını kendileri çıkardılar. Kendileri çıkardıktan sonra bize mal ettiler. Bize düşen TİB'e bu noktada işin üzerine gitme noktasında yönlendirmektir. Yayından kaldırılması başarıldı. Bundan sonrası yargıda. Sıkışınca bunu AK Parti'nin üzerine yıkmaya çalışıyorlar. AK Parti belden aşağı iş yürütmedi.
Ben böyle bir gerçeği kabullenmek istemiyorum. Siyasetin kasetle şekillenmesine de karşıyız. Son dönemde Bahçeli'nin 'İstifaları kabul etmiyorum' ifadeleri kendi iç sorunları. Gönül arzu eder ki bunların dedikodusu bile olmasın. Önemli olan bunların istifasını beklemek değil temizlenmesi. Ondan sonra biz temiz siyaset nasıl diyeceğiz?"