AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam Asya Termal Otel'de il ve ilçe başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, ''Türkiye için artık son derece kritik, son derece önemli bir evreye girmiş durumdayız'' ifadelerini kullanarak, ''Öncelikle, 2014 yılı, Türkiye için kritik sonuçların alınacağı seçim yılı olacak. İlk olarak, mart ayında inşallah mahalli seçimler gerçekleşecek. Yıl ortasında, Anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerekiyor. Yine bu süreçte, yeni Anayasa çalışmalarının inşallah tamamlanmasıyla, bir halkoylaması da gündeme gelebilecek" dedi.
Başbakan Erdoğan, Başkanlık sistemiyle ilgili de il ve ilçe başkanlarına "Sizlere gönderilen broşürler okumuyor, verdiğimiz mesajları yeterince dinlemiyor ve halka anlatmıyorsunuz" diyerek serzenişte bulundu ve "AK Parti'nin kendi oy tabanı Başkanlıkla ilgili çalışmalarını çok daha iyi yere taşımalı." dedi.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Bizler AK Parti'yi istişare üzerine inşa ettik. Her kademede istişareyi pusulamız olarak değerlendirdik. AK Parti'nin üye sayısı 8 milyon 300 bin. Son seçimde AK Parti'nin Türkiye genelinde aldığı oy 21 milyon 400 bin raklamına ulaştı. Biz 76 milyona karşı sorumluyuz.
Bizim 6 ay arayla yaptığımız genişletilmiş istişare toplantımız ve aynı şekilde illerimizde yapılan il dayanışma meclisi toplantıları istişare içindir. Ayrıca bizim her ay genişletilmiş il başkanları toplantımız da farklı bir istişare toplantısıdır. Sadece milletvekili düzeyinde istişare yeterli değildir.
Başbakan Erdoğan'dan Başkanlık fırçası
MYK ve MKYK toplantılarımızda en üst düzeyde istişarelerimizi yapıyoruz. Kanaat önderleriyle, STK temsilcileriyle de bir araya geliyoruz. İl başkanlarımızla, ilçe başkanlarımızla bir araya geliyoruz.
AKTİF ZAMAN AYIRAMAYANLAR SİYASET YAPMASIN
Bazı arkadaşlarımız 'teşkilatı çok meşgul ediyoruz' diyorlar. 'Bunlar bezginlik getirmiyor mu?' diyen arkadaşlarımız da var. Altını çizerek şunu söylüyorum: Siyaset pasif zaman anlayışıyla yapılmaz, aktif zaman anlayışıyla yapılır. Aktif zamandan buraya zaman ayıramayanlar zaten siyaset etmesinler. 'İşlerimi tamamen bitireyim akşam geçerken de parti teşkilatına uğrayayım' derseniz bu hizmet anlayışı olmaz. Bu işe ciddi manada zaman ayıranlar girsin. 76 milyonun sevki idaresidir. Vatan topraklarını modern bir çağa en önde çıkarma gayretidir. Türkiye Cumhuriyeti'ni muasır medeniyetler seviyesine çıkarmaktır. Onun için aktif zaman politikasıyla bu işi yapacağız. 1 sene kalmadı, AK Parti 11 ay sonraki seçimlerde il genel bazında alacağı oylarla seçimleri silip süpürecek ve Türkiye'yi farklı bir geleceğe taşıyacaktır. Bizim Türkiye'deki istikrar çizgimizin farklı esmesi lazım.
Çınar ağacı benzetmesini ben çok sık yaparım. Bu istişare toplantısında çınar misalini özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Hem Selçuklu, hem Osmanlı, hem de günümüz devletinde geleceği temsil eder. Kökü derinlerde olmayan devrilir. Öncelikle biz adeta bir çınar gibi köklerimizi derinlerden almalıyız.
Kökü olmayan ağaç nasıl ayakta duramazsa dalıyla, yaprağıyla irtibatı olmayanlar da ayakta duramaz. Sizler bu Çınar ağacının gövdesi, yaprakları, dallarısınız. Her birinizin görevi çok, ama çok önemli ve hayati. İlçenin nüfusu az olabilir uzak olabilir. Her bir dal her bir yaprak çınarın gövdesinin sağlığı için hayati derecede öneme sahiptir.
TEK GAYEMİZ MİLLETE HİZMET
Siz kapılarınızı kapattığınız zaman orası ışık almaz. AK Parti'nin başkanları, milletvekilleri, bakanları üzerinde ne kadar sorumluluk taşıyorsa, aşağıya inelim sandık müşavirlerine kadar bütün her yapı da en az o kadar sorumluluk taşır. Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'nde, Edirne'nin Keşan İlçesi'nde yaşanabilecek bir aksaklık, genel merkezi de etkiler. Bunu unutmamak gerek. Millete hizmet dışında hiçbir gaye için göreve gelmedik. 24 saatimizi sadece millete hizmet için kullanacağız. Hiçbir bahaneyi, hiçbir engeli tanımıyoruz. Mazereti olan, engeller karşısında korkan, yorulan arkadaşlar kanalları açık tutmalı. Boşa geçirecek tek bir saniyemiz yok. Her bir arkadaşım hangi kademede olursa olsun gece başını yastığa koyduğunda 'vatanım ve milletim için ne yaptım' sorusunu kendisine sormalı. AK Parti siyaseti hizmetle yaparken rakipler semboller ithamlar ve tahriklerle yapmaya çalışıyor. Halkımız on yıllar boyunca devam eden gerilim siyasetinden dün olduğu gibi bugün de hiç hazetmedi. Halkımız bölücü değil, birleştirici bir dil bekliyor.
TAHRİKLERE KAPILMAYACAĞIZ
Kaba dilin, tahrik dilinin tuzağına düşmeyeceğiz. Aldatan olmayacağız, aldanan da olmayacağız. Siyasi partilerin süt yönetimleriyle o partilere oy vermiş kardeşlerimizi ayrı tutacağız. Sabır her zaman bizimle olacak bıkmayacağız, usanmayacağız. Tekrar tekrar anlatacağız. Unutmayın su damlaya damlaya sabırla mermere nasıl işliyorsa, nasıl deliyorsa biz de öyle sabırla çalışacağız.
2014 TÜRKİYE AÇISINDAN KRİTİK BİR YIL
2014 yılı Türkiye açısından kritik bir seçim yılı. Yıl ortasında Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor. Bir halk oylaması da gündeme gelebilir. Açıkçası kurulduğumuz günden beri gireceğimiz en kritik seçimlere hazırlanıyoruz. Önceki seçimler bir altyapı ve temel oluşturdu. Zemini güçlendirdik. Demokrasinin, hukukun milli iradenin sarsılmaz şekilde kuvvet kazanmasını sağladık. Artık istikbale çok daha ağırlık vereceğiz.
BİZ ALDIĞI KOMUTLA HAREKET EDEN ROBOTLAR DEĞİLİZ
Doğruları kendilerine anlatmadığımız tek bir vatandaş bırakmayacağız. Teşkilatta ahenge, genel merkezle irtibata önem vereceğiz. Biz aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Biz farklılıklarımız da olsa gönül birliği yapmış bir teşkilatız. Biz kesrette vahdet anlayışını yaşayacak bir teşkilatız. Renklerimizi muhafaza edecek, ancak uyum içinde yeni zaferlere imzamızı atacağız.
SADECE GENEL BAŞKAN'IN VERDİĞİ MESAJLAR YETMEZ
Kamuoyu araştırmalarında bir şeye çok dikkat ediyorum; acaba AK Parti teşkilatı o konuda ne diyor? Hangi oranda bu soruya destek veriyor? Çözüm sürecine destek vermede AK Parti'nin tabanı ne diyor? AK Parti'nin tabanı yüzde yüze yakın destek vermiyorsa orada tepe ve taban arasında bir sıkıntı var. Sadece Genel Başkan'ın, ilgili başkanların verdiği mesajlar yetmez. Bir başkanlık sistemi tartışılıyor. Bunu Başbakan söyledi tamam. Bunu ilk defa mı söyledi Başbakan? Turgut Bey de söyledi bunu. Bizim ecdadımıza baktığımızda Osmanlı bunu yaşamış. Dünyada yüzü aşkın ülke bunu yaşıyor.
Ama bizde, AK Parti'ye oy verenler muhalefetin propagandalarına aldanırsa o zaman biz de şuna inanırız: Tavrını koyamayan bir teşkilat anlayışı ortaya çıkıyor. Sizlere gönderilen broşürleri okumuyor, verdiğimiz mesajları yeterince dinlemiyor, halka anlatmıyorsunuz!
Ne diyorlar, parlamenter sistem, Başkanlık sisteminde yok diyorlar. Bugün Amerika'da parlamento yok mu, Rusya'da yok mu? Var.
BAŞKANLIK SİSTEMİNDE BAŞKAN BİR KRALLIK DEĞİLDİR
Başkanlık sisteminde Başkan bir krallık değildir. Bizdeki cahiller Başkan'ı kral gibi takdim ederek yalan söylüyorlar. Amerika'da Başkan parlamentodan izin almadan bir helikopter hibe edemez. Biz bu noktada daha güçlüyüz. AK Parti'nin kendi oy tabanı başkanlıkla ilgili çalışmalarını çok daha iyi yere taşımalı. Eğer adımlarımızı buna göre atmazsak meydanı boş bulanlar bu süreci yürütür. AK Parti yanlışları ortadan kaldırarak milletin önüne konulan çakıl taşlarını süpürmekle görevlidir ki daha başarılı olalım. Çok daha hızlı yürümemiz lazım. Çılgın projeler diyoruz, ama bir çılgın projenin gerçekleşmesi için bize hendek atlattılar. 3-4 sene gecikmeli proje başlatabiliyorsunuz. Bizim bir Marmaray'ımız var. Çanak çömlek hikayesi bize 4 sene kaybettirdi. Şimdi 29 Ekim'e yetiştirmek istiyoruz. Her geçen zaman bu ülkenin aleyhine işliyor.
SEN O AKLINI KENDİNE SAKLA
Türkiye 4 yıl içinde modern bir havalimanına ulaşacak. Birileri geliyor Kanalistanbul gereksiz bir proje diyorlar. Sen o aklını kendine sakla. İstanbul'a bir farklılık kazandıracak, bambaşka bir yapılaşmayı getirecek Kanalistanbul'u gerçekleştireceğiz. Taksim gezi alanı diyoruz, buna da karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik, hemen ana muhalefet karşı çıktı. Kurul reddetti. Biz de reddine ret dedik. Bu kurullar niçin var? Çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı niye korumuyorsun? Denizin dibinde üç beş tane çatal kaşık bulunmuş, Taksim'deki askeri kışlaya hayır diyorsun? Bu ideoloji değil de nedir? Sonra orada basın toplantısı yapıyorlar. Bak şimdi oluyor, yayalaştırma projesi sürüyor. Hem kışlamızı yapacağız hem de bölgenin çehresi farklılaşacak. Orada sadece kışla olmayacak. Orada alışveriş alanları, konferans salonları olacak. Otel ve belki de rezidans olacak.
İSTANBUL-İZMİR OTOYOLU 2016'DA TAMAMLANACAK
Önümüzde üçüncü köprü çalışmaları var. Temel atma merasimimizi yapacağız. Böylece 3. köprünün yapımıyla ilgili çalışmalar hızla başlayacak. İstanbul - İzmir arasındaki viyadüklerin çoğunun temeli atıldı. Çok kısa bir süre sonra 2015'te projenin 3'te 2'sini bitireceğiz. 2016 gibi de İstanbul-İzmir otoyolunu tamamlamış olacağız. Bütün bunlar AK Parti iktidarına yakışır. Diğerlerinin böyle bir derdi var mı? Biz ne dedik hep? Halka hizmet Hakk'a hizmet.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ GÜÇLÜ BİR ÇINAR
Türkiye Cumhuriyeti özellikle son dönemde gerçekleştirdiğimiz reformlarla her zamankinden daha güçlü bir çınara dönmüştür. AK Parti tıkanan kanalları açmış, yanlı devlet ve bozuk çarkı düzeltmiştir. Türkiye'de statüko partileri cumhuriyetimize miyop bir gözle bakmış. O koca çınarı cılız bir filiz olarak görmüşlerdir. CHP ve MHP bu kökleri göremedikleri için koca cumhuriyeti de korunmaya muhtaç bir filiz gibi görmeye devam etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti kökü derinlerde olan, dalları semayı kucaklayan güçlü bir çınardır. Esen her fırtınada sallanacak kadar zayıf değildir. Bu çınar içinden çürütülecek kadar aciz değildir. Ekonomisiyle, milletiyle azametli bir çınardır. Cumhuriyeti taze bir filiz gibi görenler, temellerin her an sarsılacağını zannederler. O genç dinamik nesilleriyle görenler, bu çınarın hep güçlendiklerini görecekler. 10 yıldır birileri Türkiye'nin bölündüğünü, Cumhuriyet'in temelinin sarsılacağını bir papağan gibi dile getiriyor. Onlar ne dediyse tersi oldu. Onlar her zaman kaybetti. 10 yılı aşkın sürede millet hep kazandı.
EY KILIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ, BÖLÜNEN ÜLKE BU MU?
Muhalefet partileri 10 yıldır 'bölündük, bittik' diyor. Tam tersine 10 yıldır büyüyor, gelişiyoruz. Bütün bu krizlere rağmen biz yolumuza devam ettik. Sessiz devrim dediler, ama biz yola devam ettik. 10 yıl önce görevi devraldığımızda MB'nin döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Şu anda en son açıklanan rakamla MB'nin döviz rezervi 132 milyar dolara ulaştı. Sevgili kardeşlerimiz IMF'ye 23 milyar dolar borcumuz vardı. Şu anda borç 400 milyon dolar. 14 Mayıs'ta bu borcu tamamen kapatıyoruz, borcu sıfırlıyoruz. Şimdi soruyorum ey Bahçeli ey avaneleri, ey Kılıçdaroğlu ey avaneleri, bölünen batan ülke bu mu? Ey Bahçeli siz borçlandınız biz ödedik.
Şimdi diyor ki hadi gönder Yüce Divan'a. Valla seni Yüce Divan kabul eder mi bilmiyorum? Malum zaman aşımı falan da var. Belde başkanlarımız, ilçe başkanlarımız sizlere göndereceğimiz belgeleri halkımıza anlatın. Bunların kirli yüzlerini görsünler. Ziraat Bankası yüzde 59 faizle kredi veriyordu. Hem de çok ufak bir meblaya. Yüzde 59 niree yüzde 5 nireee..
SİZE VERDİĞİMİZ BİLGİLERİ HALKA DOĞRU ANLATIN
Bunlar Türkiye en borçlu ülke diyorlar. Ekonomi bildikleri de yok. O zaman 100 liranın 70 lirası borçtu. Biz onu yüzde 34'e düşürdük. Eğer bizi G-20'ye aldılarsa bunun için aldılar. Yeter ki siz, size verdiğimiz bilgileri halka doğru anlatın. Şimdi ben burada bir meseleye değinmek istiyorum. Son 10 yılda yaptığımız her reformun karşısında blok bir cephe oldu. Bir tarafta AK Parti oldu, bir tarafta da blok halinde adeta tespih taneleri gibi dizilmiş muvazzaf siyasetçiler oldu. 2010 halk oylamasını hatırlayın. CHP, MHP, BDP, İşçi Partisi, TKP cephe halinde karşımızda oldu. Milletim halk oylamasında bunlara cevabını verdi. Derslerini defalarca aldılar, akıllanmadılar.
YİNE TESBİH GİBİ AK PARTİ'NİN KARŞISINA DİZİLDİLER
Şu anda, çözüm sürecinde, aynı blok, aynı cephe, birkaç eksiğiyle, fazlasıyla, yine tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısına dizildiler. CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum, İşçi Partisi'nin önderliğinde, yeniden kucaklaştılar.
DÜN LAKABI ÇOBAN OLANLAR ŞİMDİ KOYUN OLDU
Dün lakabı 'çoban' olanlar, şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular. Güya ulusalcı CHP, İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi
MHP'nin, terör örgütüne akıldanelik yapan İşçi Partisi'yle nasıl kucak kucağa olduğunu benim MHP'li kardeşlerim çok net olarak görüyorlar. Şu anda şehirlerde, bir avuç çapulcunun, Akil İnsanlar Heyeti'ne karşı gerçekleştirdiği eylemleri, İşçi Partisi ile bir avuç sözde MHP'linin yan yana yaptığını benim milletim de MHP'ye gönül vermiş kardeşim de görüyor
TUTUNACAK TEK DALLARI TERÖRDÜ, O DA BİTİYOR
Bekaa Vadisi'ne gidip terör örgütü ile hatıra fotoğrafı çektirenler, bugün benzer bir cephenin içinde yer alıyorlar. Yoksul gariban ailelerin çocukları dağa çıkıyor, şehit oluyor, naaşı geliyordu. Bu kan ticareti içinde al gülüm - ver gülüm şeklinde geçinip gidiyordu. Şimdi takke bir kez daha düştü. Bunların ellerinde tek bir tutunacak dal vardı o da terördü. Şimdi o da sona eriyor. Ve onlar da son sığınaklarını kaybediyorlar. CHP-MHP-İşçi Partisi-Emekli siyasetçisi çırpınıp duruyor. Ekmek teknelerini kaybediyorlar. Ellerinde siyaseti dizayn edecek malzeme kalmadı. Bunlar iktidara gelseler Kandil'e davet mektubu gönderip mağaralarına terörist çağırırlar. İstedikleri kadar sokakları terörize etsinler, istedikleri kadar ittifak yapsınlar biz bunların değil, milletin ittifakına bakarız.
ASLA VE ASLA BİR PAZARLIK SÖZ KONUSU DEĞİL
Çözüm süreci içinde asla ve asla bir pazarlık söz konusu değildir. Buradan CHP ve MHP liderlerine sesleniyorum, bizi İmralı'da pazarlık içindeymişiz gibi gösterenlere sesleniyorum; biz bu ülkenin değerlerini pazarlık yapacak kadar alçalmadık, asla da alçalmayız. Normalleşen, demokratikleşen, ret, inkar ve asimilasyon politikalarını terk eden, güçlenen bir Türkiye'de silahla, şiddetle hiçbir şey elde edilemeyeceği anlaşılmıştır. Biz Türk kardeşimle Kürt kardeşimin aynı zeminde kucaklaştığı vatan toprağını tesis ediyoruz. Biz yeni anayasaya da bir kavram oturttuk. Türkiye'de ne kadar etnik unsur varsa bu o başlığın altındadır. Ama hep bunlar hedef saptırıyorlar. Kürt kardeşlerime diyorum ki siyasi Kürtçülük yapma. Dönüp Türk kardeşime diyorum ki sen de siyasi Türklük yapma.
Tayyip Erdoğan'ı yaradan Alla, Güneydoğu'da Kürt Mehmet'i de yarattı. Bizim aramızdaki İslam kardeşliği bambaşka bir zenginlik. Düşman nazarlarla birbirimize bakmayacağız. Geldiğimizden bu yana Güneydoğu ve Doğu'da 40 katrilyona kadar yatırım yaptık. Batıda ne varsa Güneydoğu'da da Doğu'da da o olacak dedik.
AKİL İNSANLARLA BULUŞUN, KUCAKLAŞIN
Akil İnsanlar illerinize, ilçenize geldiğinde siz de onlarla buluşun, kucaklaşın. Sizler onlara gereken her türlü desteği verin. Şiddetin olduğu hiçbir yerde fikir sağlıklı bir şekilde var olamaz. Türkiye bu süreçten büyümüş olarak çıkacak. Unutmayın şu anda Türkiye'de tarih yazılıyor. Yazılan bu tarihi hep birlikte inşa ediyoruz. Tarihi inşa etmeye hep birlikte devam edeceğiz. Rabbim birbirimizi bizden ayırmasın.