Ferdi Özbeğen öldü...Ocak ölümleri

Ferdi Özbeğen öldü...Ocak ölümleri

Ferdi Özbeğen öldü...Ocak ölümleri

Mehmet Ali Birand, Burhan Doğançay, Ahmet Mete Işıkara, Toktamış Ateş ve şimdi de Ferdi Özbeğen...2013 sanat, bilim ve medya dünyasında şok ölümlerle başladı. Ocak 2013 ünlü ölümlerinin peşpeşe geldiği ay oldu. Önce ünlü resmam Burhan Doğançay öldü. Ardından gazeteci mehmet Ali Birand ve Toktamış Ateş...Şoktaki Türkiye, Ahmet Mete Işıkara'nın ölümüyle bir kez daha üzüldü. Derken...Ocak ayının son günlerinde bir kayıp daha geldi. Duygusal şarkıların bir numaralı isme Ferdi Özbeğen öldü. Sanat dünyası yasta.

 

Ve Ferdi Özbeğen de öldü. Ocak Ayı kayıpların ayı olmaya devam ediyor. Mehmet Ali Birand, Toktamış Ateş, Ahmet Mete Işıkara gibi topluma mal olmuş isimlerin ölümüne bir yenisi eklendi. Ünlü sanatçı Ferdi Özbeğen hayatını kaybetti. Ferdi Özbeğen, solunum şikayetiyle hastaneye kaldırılmıştı ve uzun süredir kanser tedavisi görüyordu. Dostları ve sevenleri Okmeydanı Araştırma Hastanesi'nin önünde. Ferdi Özbeğen 72 yaşında hayatını kaybetti. Ferdi Özbeğen, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hayatını solunum cihazına bağlı bir şekilde sürdürüyordu. Enfeksiyon kapan Ferdi Özbeğen, saat 22'de hayatını kaybetti. Ferdi Özbeğen, sanat hayatına 1965 yılında başlattı. 1980'li yıllarda, seviyorum delicesine, yaşadıkça gibi albümlerle rekorlara imza attı. 90'lı yıllarda Ferdi Özbeğen sanat hayatından uzaklaştı. Ferdi Özbeğen, 2006'da unutulmaz şarkılarıyla bir albüm daha yaptı. FERDİ ÖZBEĞEN KİMDİR? Bugün ölen Ferdi Özbeğen, aşk şarkılarının unutulmaz ismi. Ferdi Özbeğen 1941 yılında İzmir'de dünyaya geldi. Ferdi Özbeğen, 1960 yılında Özel İzmir Koleji'ni bitirdikten sonra İstanbul'da İktisat Fakültesi'ni kazandı fakat 1963 yılında babasının vefat etmesi üzerine eğitimini yarıda kesmek zorunda kaldı. Bu andan itibaren Ferdi Özbeğen, ilgi alanı olan müziğe yöneldi. 1965 yılında düzenlenen Hürriyet Gazetesi Altın Mikrofon yarışmasına Ferdi Özbeğen Orkestrası olarak katıldı; yarışmada Kes Kes ve Sandığımı Açamadım şarkılarını seslendirdi. Yarışmadan sonra orkestra 1967'de Okay Temiz'i, 1968'de de Esin Engin'i bünyesinde bulundurmuştur. 1974 yılına kadar orkestrası ile çeşitli lokal ve eğlence merkezlerinde konserler verdi ama en son çalıştığı Çınar Oteli'nin greve gitmesiyle orkestrası dağıldı, Özbeğen'de Şefik Uyguner'in orkestrasında çalışmaya başladı.

1977 yılında ilk uzunçaları olan Ferdi Özbeğen'le 45 Dakika'yı çıkardı. Acaba tutar mı endişesiyle yapılan bu albüm kısa sürede büyük bir satış rakamına ulaştı. 1978 yılında Orhan Gencebay'ın plak şirketi Kervan Plak'a geçerek Ferdi Özbeğen'le Sohbet, 1979 yılında Teşekkürler ve 1980 yılında da Mutluluklar albümlerini hayranlarına sundu. Sohbet albümüyle Altın Plak kazanan Özbeğen, Mutluluklar albümüyle de Platin Plak ve Altın Piyano kazandı. Bu yıllarda geniş hayran kitlelerine ulaşan Ferdi Özbeğen, kendi yorumuyla orkestralar dönemini, halk yorumuyla da tavernalar dönemini açmış oluyordu.

1980 yılının sonlarına doğru Kervan Plak ile ortaklığını bitiren Yaşar Kekeva, Yaşar Kekeva Plakçılık adında bir şirket kurdu ve milyonları peşinden sürükleyen Ferdi Özbeğen'i şirketine transfer etti; şirketin ilk plağı olan Nice Yıllara albümünü çıkardı. Bunu 1981 yılında Yaşadıkça, 1982 yılında Bir Sır Gibi ve 1983 yılında Seviyorum Delicesine albümleri izledi. Bu albümlerde Özbeğen, Ülkü Aker'in aranjmanlarından oluşan Rahbani Brothers şarkılarını, dönemin sevilen veya klasikleşmiş parçalarını ve de daha önceden söylenmiş ve unutulmuş şarkıları yeniden düzenleyerek seslendirdi; Eskimeyen Dost, Seni Terkedeceğim, Yok Yok Yalan Deme, Kandil, gibi. 1983 yılında, Şan Tiyatrosu'nda 20. Sanat Yılını Devlet Senfoni Orkestrası ile verdiği müthiş konserler zinciriyle kutlayan Ferdi Özbeğen, 1984 yılında bugün bile aynı kaliteye ulaşılamamış bir tarafı alaturka, bir tarafı pop şarkılarından oluşan Piyanist albümünü çıkardı. Alaturka balatları Gurbette Sevgilim, Bir Gülü Sevdim, Bir Sevgi İstiyorum gibi parçalardan oluşurken pop balatları Ülkü Aker aranjmanlarından oluşan Elega-Her Gece, La Boheme-Giden Sensin, Cenizas-Özlenen Sevgiliye gibi aşk şarkılarından oluşuyordu. Artık şöhretinin zirvesindedir Ferdi Özbeğen, plakları çok satar, öyle ki 1982 yılının vergi rekortmenidir.

1984 yılında Yaşar Plak'ın düştüğü zor durumdan kurtaran Ferdi Özbeğen oldu. Sizin Seçtiklerinizle albümü kendisinin yorumuyla o zamanın yapılmış ilk best of albümüdür. Dönemin sevilen 11 şarkısını seslendirdiği bu albüm kendisinin en çok satan albümü idi. Bu albümü 1985'te çıkardığı bir tarafı alaturka diğer tarafı da pop-rock temaları içeren Belki Bir Gün ve 1986'da çıkardığı tamamı Ülkü Aker aranjeleri ve daha önceki 9 albümünün orkestra şefi olan Osman İşmen'in senfonik düzenlemelerinden oluşan Sana İhtiyacım Var albümü izledi; bu albümde Orson Welles'in I Know What Is To Be Young ve Lionel Richie'nin Hello şarkılarının Türkçe uyarlamalarını seslendirdi. 1986 yılının sonlarına doğru çıkardığı Sevdiğiniz Şarkılar albümü Türkiye'de çıkarılan ilk krom kasettir ve dönemin şartlarına göre masraflıdır.

Ferdi Özbeğen, 80'lerin sonu ile 90'ların başına kadar çıkarttığı albümlerde gene alaturka ve taverna tarzı şarkılar söyledi. 90'lar yeni müzik türleriyle tanışırken kendisi de yavaş yavaş inzivaya çekildi. 1991 yılında piyasaya sunduğu nostalji albümü Şarkılarım, Türkiye'de pek duyulmayan unplugged yani elektronik müzik kullanmadan canlı performansla hazırlandı. 1998'de Kiss Müzik Firmasından Kandil albümünü çıkarır, bu albüm kendisini tanımayan yeni kuşak ve hayranları için büyük bir prestij albümü oldu. Bu albümü 2001'de Ayrılmayalım albümü izledi.

2006 yılına geldiğimizde Yaşar Plak, Ferdi Özbeğen'in 26 yıl önce okuduğu şarkıları bir re-mastered çalışmasıyla Can Suyum adıyla yayınladı. Büyük ses getiren albüm kendisini özleyen ve yeni tanıyan hayranları için güzel bir albüm oldu.

45'lik Plakları

Altın Mikrofon (1965)
Bu da Bizden (1969)

Albümleri

Ferdi Özbeğen'le 45 Dakika (1977)
Ferdi Özbeğen'le Sohbet (1978)
Teşekkürler (1979)
Mutluluklar (1980)
Nice Yıllara (1980)
Yaşadıkça (1981)
Bir Sır Gibi (1982)
Yirminci Sanat Yılı Şan Konseri (1983)
Seviyorum Delicesine (1983)
Piyanist (1984)
Sizin Seçtiklerinizle (1984)
Belki Bir Gün (1985)
Sana İhtiyacım Var (1986)
Sevdiğiniz Şarkılar (1986)
Başka Başka Bambaşka (1987)
Senden Sonra (1988)
Yaktı Geçti (1989)
Kara Sevda (1990)
Şarkılarım (1991)
Davacı Değilim (1992)
Bir Başkadır Ferdi Özbeğen (1993)
İşte Geldim (1996)
Kandil (1998)
Ayrılmayalım (2001)
Can Suyum (2006)
Nerelerdeydiniz (2009)

 

 

 

Ahmet Mete Işıkara, Birand, Doğançay, Ateş... Ocak'ta öldüler!..

Toplumun yakından tanıdığı simaları teker teker kaybediyoruz. 2013 yılı ölümlerle başladı. Önce ünlü ressam Burhan Doğançay, kısa süre sonra Mehmet Ali Birand ve hemen ardından Toktamış Ateş vefat etti. Ve bugün de Deprem Dede olarak bilinen Ahmet Mete Işıkara.

  2013 ölümlerle geldi. Ünlü ressam Burhan Doğançay vefat etti   Dünyaca ünlü Türk ressam Burhan Doğançay beş gün önce vefat etti. Burhan Doğançay, Amerikan Hastanesi’nde 84 yaşında hayatını kaybetti,   Aynı hastane, kısa süre sonra bir başka ünlünün son durağıydı.   Ünlü Gazeteci Mehmet Ali Birand da Ocak 2013'te ölenler arasına girdi.   Toktamış Ateş, bazı çevrelerin barış ve hoşgörü sembolü olarak gördüğü, Bugün gazetesi yazarı, Prof.Dr. Toktamış Ateş de seri ölümlere eklendi.   Son olarak da Ahmet Mete Işıkara.   Türkiye'de deprem felaketinin hasarlarının en aza indirilmesine yönelik adımlara öncülük eden ve özellikle 1999 Marmara Depremi'yle birlikte büyük üne kavuşan Ahmet Mete Işıkara da, bugün hayatını kaybetti.   BURHAN DOĞANÇAY KİMDİR?  

Burhan Doğançay

Burhan Doğançay, dünyaca ünlü Türk ressam. Sanat eğitimini ilk olarak babasından ve tanınmış ressam Arif Kaptan’dan aldı.

Babasının teşvikiyle başlayan resim çalışmaları, Ankara Üniversitesi’nde aldığı hukuk eğitiminin ve 1955’te Paris’te bitirdiği ekonomi doktorasının önüne geçerek sanat serüveninin başlangıcı oldu. Bir yandan akademik eğitimi devam ederken, diğer yandan resim çalışmalarını hiç aksatmadan sürdürdü. Paris’teki öğrencilik yıllarında La Grande Chaumiere’de resim çalışmalarına katıldı. Doktorasını bitirip Ankara’ya döndüğünde Sanat Sevenler Kulübü’nde babasıyla ortak sergiler açtı. 1961’de 22. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’ne beş resmi kabul edildi. 1962 yılımda New York’a gitti.


1964 yılında Guggenheim müzesi müdürü Thomas Messer’in sanatçının yapıtlarından birini müze koleksiyonuna alması, sanatçının bu zorlu mücadeleden galip geleceğine olan inancını daha da pekiştirdi. New York duvarlarıyla başlayacak önemli esin kaynağı olan ‘’Duvarlar’’ serisine de aynı yıllarda başladı. Çünkü duvarlar, hızla geçip giden yaşamın ardında kalan ‘’her şey’’ i yansıtıyordu. 1975 yılında buradan yola çıkan sanatçı, 114 ülkeyi kapsayacak olan ‘’ Dünya Duvarları’’ fotoğraf projesine başladı. 1982’de bu projenin ürünlerini, Paris’te Georges Pompidou da ‘’Fısıldayan Duvarlar’’ adı altında ilk kez sergiledi. 1983’te Fransa’nın ünlü halı merkezi Aubusson’dan sanatçının tasarımları duvar halısı olarak dokunmaya başlandı.

ESERLERİ DÜNYANIN ÇEŞİTLİ ŞEHİRLERİNDE SERGİLENDİ

1986’da büyük bir onarım geçiren Brooklyn Köprüsü’nün 19 adet büyük boy fotoğrafı New York kentinin 100.yıl kutlamalarında (1998) JFK Uluslararası Havaalanı’nda iki yıla yakın bir süre sergilendi. Daha sonra bu fotoğraflar ‘’Walls of the World’’ adı altında kitap olarak yayınlandı. 2001 yılında Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı desteği ile ilk Retrospektif Sergisi’ni İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirdi. 2003 Haziran ayında sanatçının, ‘’Hat Sanatına Saygı’’ isimli çalışması Brüksel’deki yeni Avrupa Parlamentosu binasına asıldı.

Aldığı Ödüllerden Bazıları: New York Kenti Takdir Belgesi-1964, ENKA Sanat ve Bilim Ödülü-1984, Rusya Kültür Bakanlığı Takdir Madalyası-1992, T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ve Madalyası-1995, Ankara Hacettepe Üniversitesi ‘’Sanatta Onursal Doktora’’ Belgesi-2004, Art Forum Ankara Plastik Sanat Fuarı ‘’Sanat Onur Ödülü’’-2005, Art İstanbul Uluslararası Çağdaş Sanat Buluşması ‘’Sanata Katkı Ödülü’’-2005

MEHMET ALİ BİRAND KİMDİR?

İstanbul'da 1941'de dünyaya gelen gazeteci-yazar Mehmet Ali Birand, mesleğe 1964'te Milliyet gazetesinde başladı. Abdi İpekçi'den sonra kısa bir dönem Milliyet'in genel yayın yönetmenliğini yapan Birand, Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.


 
Birand, 1985'te TRT'de başlayan ve ardından Show TV'de devam eden kariyerinin altın basamağı, 32. Gün programını sundu.
 
Mesleğe Milliyet gazetesinde başlayan Birand, zor ve tehlikeli şartlarda yaptığı röportajlarla dünyanın sayılı gazetecileri arasında yer aldı.
 
Türkiye'nin içinde bulunduğu durumları anlatan ve Türk siyasetini içeren birçok kitap yayınlayan Birand'ın, Türk ordusunun yapısı, 12 Eylül askeri darbesi, 1974 Kıbrıs Çıkarması ve Türk-Yunan ilişkisini anlatan kitapları İngilizce, Almanca ve Yunanca'ya çevrildi.
 
1992-1995'te Show TV'de ana haber bültenini sunan Birand, Kanal D Grup Başkanlığı görevinin yanı sıra aynı kanalda ana haber bültenini sunuyordu.
 
Mehmat Ali Birand, evli ve 1 çocuk babasıydı.
 
 

TOKTAMIŞ ATEŞ KİMDİR?

 

Toktamış Ateş
 
1944 İstanbul doğumlu Toktamış Ateş , orta ögrenimini Avusturya Ortaokulu'nda, lise eğitimini de Vefa Lisesi'nde yaptı. 1967 yılında İstanbul Üniversitesi'nin İktisat Bölümü'nü bitirdikten sonra bu bölümün Siyasal Bilimler Kürsüsü'ne asistan olarak atandı. 1969'da "Kuruluş Dönemi Osmanlı Toplumunun Siyasal Yapısı" başlıklı çalışmasıyla doktor, 1974'de "Demokrasi Teorisi" başlıklı çalışmasıyla doçent, 1982'de de profesör oldu. İstanbul Üniversitesi'nin yanısıra, değişik kurumlarda ders verdi.
 

 
Yine ders vermek için, çeşitli dönemlerde ABD (Iowa) ile Almanya'da (Berlin - Münih) bulundu. Günümüzde, İstanbul Üniversitesi'nin İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü başkanlığının yanısıra, kurucuları arasında yeraldığı Bilgi Üniversitesi'nde Yönetim Kurulu üyesidir. Yayınladığı kitap sayısı 30'u geçen Ateş, 10 yılı aşkın bir süre boyunca Cumhuriyet gazetesinde yazmıştır. Ateş en son olarak Bugün Gazetesi'nde okuyucuyla buluşuyordu
 
 
AHMET METE IŞIKARA KİMDİR?
 
 
 
Ahmet Mete Işıkara
 
Vefat eden deprem dede lakaplı Ahmet Mete Işıkara, 1941 yılında Mersin'de doğdu. 17 Ağustos 1999'da Marmara bölgesinde yaşanan ve büyük yıkımlar ile ölümlerin olduğu Mw 7.4 büyüklüğündeki deprem sonrası yaptığı toplumu bilinçlendirme çabaları nedeniyle özellikle dönemin çocuklarının bilincine deprem dede, deprem amca gibi isimlerle de yerleşti.

Ahmet Mete Işıkara AHDER (Afete Hazırlık ve Deprem Eğitim Derneği)'in yönetim kurulu başkanlığını yapmaktadır.

Tarihlerle hayatı

1965 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Bölümü’nü bitirdi ve aynı bölüme asistan oldu.

1969 yılında Necmi Rıza Ahıska'nın kızı Aysel Ahıska ile evlendi.

1973 - 1974 yılları arasında askerlik görevini Harita Genel Komutanlığı’nda yaptı .

1976 - 1983 yılları arasında Türkiye Ulusal Jeodezi ve Jeofizik Birliği Ulusal Jeomagnetizma ve Aeronomi Komisyonu Başkanlığı yaptı.

1979 - 1982 yılları arasında Avrupa Depremlerin Önceden Belirlenmesi Çalışma Grubu’nda koordinatör

1980 - 1983 yılları arasında Türkiye adına Avrupa Konseyi Deprem Uzmanları Komitesi’nde temsilcilik yaptı.

1985 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nde göreve başladı.

1985 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü’nde müdür yardımcısı oldu.

1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü’nde müdür oldu.

Gündem Haberleri

Hem devleti hem cemaati idare edenler var