Geçtiğimiz hafta Gölbaşı Belediye Meclisi’nde olan bitene şöyle bir baktım…
Ortaya ilginç bir tablo çıktı. Hem düşündüren, hem güldüren, hem de “Biz bu filmi daha önce izlemiştik” dedirten bir tablo…
Başlayalım en temelinden.
Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, MHP grubunun sözlü önergesini gündeme almadı.
Neden?
Bir açıklama yok. Bir gerekçe yok.
Sadece “almıyorum” dedi ve geçti.
Haliyle ben de soruyorum: Bu muydu demokrasi?
Yani seçimle gelen meclis üyelerinin sözlü önerge bile veremediği bir yapı mı kaldı elimizde?
Antidemokratik demeyeyim de... Demokrasiye ters, eğik, çapraz bir yaklaşım diyelim hadi.
***
Gelelim 27 Aralık Atatürk’ü Anma Törenleri’nde dağıtılan kumanyalara…
Muhalefet denetim raporunda başka başka onlarca kalem arasında en çok neyi gündeme getirdi?
Kişi başı 250 TL’lik kumanyayı.
“Vay efendim bu neyin kumanyası, altınla mı kaplandı?” gibisinden bir polemik…
Arkadaşlar… Herkes biliyor ki o günlerde peynir, zeytin bile lüks oldu.
Enflasyon, hayat pahalılığı... Bunları hiç mi görmüyoruz?
Koskoca raporun içinden onca şey varken sadece 27 Aralık Ankara’nın Başkent Oluşu’yla ilgili bir etkinlikte dağıtılan kumanya fiyatına takılıp kalmak…
Kusura bakmasınlar ama trajikomik.
***
Ve BBP’li Mehmet Yıldız…
Önce Belediye Başkanı Odabaşı'nın “Ben geçmişte görev yaptığım dönemde kimseyi işten çıkarmadım” sözlerini duyduk.
Sonra Yıldız çıktı ve dedi ki: “O dönem bizzat ben, sebepsiz yere işten çıkarıldım.”
Bir de bomba gibi bir çıkış yaptı:
Hiçbir gerekçe olmadan, belediye yönetiminin “tasarrufu”yla işten çıkarılanlar olduğunu,
bazı işçilerin ise “siyasi propaganda yaptığı” gerekçesiyle kapı dışarı edildiğini söyledi.
Dahası mı?
İşten çıkarılanlar arasında bir de engelli bir işçinin olduğunu gündeme taşıdı.
Ve haklı olarak sordu:
“Engelli bir işçi ne tür bir siyasi faaliyetin içinde olabilir?”
İşte bu söz…
Meclisteki polemiklerin arasında bir yumruk gibi düştü.
Bir anda sessizlik oldu.
Ve Yıldız’ın bu çıkışı, işten çıkarmalar konusundaki tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.
Gerçekten de... Konuşulması, tartışılması ve açıklığa kavuşturulması gereken çok şey var.
***
BBP’den bir başka dikkat çeken ses ise Denetim Komisyonu Üyesi Gülden Yüksel’den geldi.
Yüksel, belediyenin bir yıl içinde yaptığı ihalelerin çoğunun açık ihale usulüyle değil, doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirildiğini söyledi.
Ve net konuştu:
“Bu konuya dikkat edilmeli.”
Şeffaflık, denetlenebilirlik, adalet…
Bunlar belediyeciliğin temel ilkeleridir.
Açık ihale yapmak bir zorunluluk değilse bile, bir ahlaki sorumluluktur.
Çünkü kamu parası kullanılıyor.
Ve bu para, doğrudan teminle değil, doğrudan halkın gözü önünde harcanmalı.
***
MHP Grup Başkanvekili Uğur Mirza’ya gelirsek…
Kendisi faaliyet ve denetim raporlarına belgelerle yanıt verdi.
“Geçmiş dönemde yapılanları yeniymiş gibi göstermeyin” dedi.
Ve bunu yaparken de sadece eleştirmekle kalmadı, öneri de sundu.
Bu performans, MHP’nin Gölbaşı’nda artık daha hazırlıklı, daha belgeli ve daha ciddi bir muhalefet yapacağının işaret fişeği gibi.
***
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Özbek ise çok yerinde bir çıkış yaptı:
Son bir yılın, önceki dönemleri suçlayan cümlelerle dolu olduğunu söyledi.
Ve belediyenin gerçek potansiyeline vurgu yaptı.
Bu da şu anlama geliyor:
AK Parti'nin önümüzdeki süreçte daha yapıcı ama daha sert bir muhalefet tarzı izleyeceğini şimdiden görüyoruz.
***
CHP cephesinde ise Grup Başkanvekili Hüseyin Çakmak vardı.
Eleştirileri yanıtlarken sık sık geçmiş dönemlere atıfta bulundu.
Tamam, haklı olabilir.
Ama bir noktada sormak lazım:
Geçmişle yaşamayı bırakıp geleceği planlamak gerekmez mi?
CHP’nin artık Ramazan Şimşek sendromundan sıyrılıp
“Biz ne yapacağız?” sorusuna odaklanması gerekiyor.
Çünkü bir yıl… Göz açıp kapayıncaya kadar geçti.
Ve daha dört yıl var.
***
Son olarak...
Meclis Başkanvekili Hürriyet Ergezer’den bahsetmeden geçemem.
Tecrübe denen şey işte tam da bu.
Herkes gerginlik beklerken, o meclisi öyle bir yönetti ki…
Söz hakkını adil dağıttı, gerginliğin önünü kesti, gerektiği yerde müdahale etti.
Sessizce ama etkili…
Gölbaşı siyasetinde böyle denge unsurlarına çok ihtiyaç var.
***
Toparlarsak…
Gölbaşı Meclisi’nde siyaset ısınıyor.
İktidar başka, muhalefet başka hesapta.
Ama ortada hâlâ çözülmesi gereken bir sorun var:
Demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını herkesin hatırlaması gerekiyor.Formun Altı