Star gazetesinden Neşe Sarıdoğan'a konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Şükür, inancından dolayı bir dönem 3 yıl boyunca Milli Takım'a alınmadığını ileri sürdü.
İşte Hakan Şükür ile yapılan o röportaj;
Türkiye'nin gol kralı, futbolun duayen isimlerinden AK Parti İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, iktidar partisi mensubu olarak sorun çözme adına siyasette olduklarını belirterek, "Bugün herkes özgürce, özgürlüklerin arttığı daha demokratik bir ortam var" dedi. Şükür, dört büyük kulübün puan kaybında ise Avrupa'ya mesai harcamaları, revizyon ve oyuncu kaybının etkisi olduğunu söyledi. Şükür, şike iddialarının kamuoyunda tartışılması, yargılanması "insanları daha aklı başında hareket etmeye itecektir. Bazen cezalar, bazen ortaya çıkan bu tablolar insanların şapkayı önlerine koyup düşünmesini de beraberinde getirir" dedi.
ŞAPKAYI ÖNÜNÜZE KOYUP DÜŞÜNÜN
-Dört büyük kulübün puan kaybetmesinde şikenin bitmesinin etkisi olduğu yönündeki tespite katılıyor musunuz?
Böyle söylemek doğru olmaz. İnsanları hiç bilmediğimiz görmediğimiz bir anlamda suçlamak da doğru değil. Fenerbahçe ve Galatasaray'ın Avrupa'daki başarıları, buraya çok fazla mesai harcamaları bir hayli puan kaybettirdi her iki takımada. Beşiktaş feda sezonunu yaşıyor, kadroda çok büyük bir revizyona gidildi. Trabzon spor da geçen senenin gol kralı çok önemli bir oyuncusunu kaybettiği gibi yerine böyle bir oyuncu koyamadı. Ligimiz zorlaştı açıkçası, ben zorlaşmasından ve Avrupa kupalarındaki her takımın kendine has yaşadığı sıkıntılarından kaynaklanan bir puan kaybı süreci yaşandığını düşünüyorum. Şike olayına gelince zaten kamuoyunun gündemine gelen birçok şey geçtiğimiz dönem ismi geçen takımlar tabiî ki yargı sürecinde ama bunlar ligin hedef maçları olan ikinci yarıda olmuş gibi anlatıldı, ligin ilk yarısındaki puan kayıplarının tamamen az önce söylediğim nedenlerden olduğunu düşünüyorum. Ama bunlar vardır veya yoktur kamuoyunun önüne gelmesi de insanları daha aklı başında hareket etmeye de itecektir. Bazen cezalar, bazen ortaya çıkan bu tablolar insanların şapkayı önlerine koyup düşünmesini de beraberinde getirir bu herkes için aynı şey geçerlidir. Bunlar dünyada konuşulan şeyler sadece ülkemizde değil inşallah hiçbir şekilde olmaz, bu seviyeli güzel ligi hep beraber seyrederiz.
NİYE AZ PARA ALDIĞIMI ANLATTIM
"Kitabımız taslak olarak hazır ama yazarken, anlatırken Türkiye'nin hassasiyetleri var, bizim yaşadıklarımız var. Tabi ben kolay şeyler yaşamadım. Neden en büyük başarıları ben kazanmama rağmen, takımlarda en az ücretleri ben aldım mesela."
İNANÇLARIMDAN DOLAYI 3 YIL OYNATILMADIM
-Meclis Etik Komisyonu bir taslak hazırlıyor, taslakta milletvekilinin yorumculuk yapamayacağı yönünde düzenlemelerden söz ediliyor.
Bir çıksın inşallah. Hayatımın her kademesinde ve başladığım her işte ne yaptığımı bilerek, kurallara uyarak hareket etmeye çalıştım. Hani çiğ yemedik ki karnımız ağrısın duygusuyla...
BENİ MİLLİ TAKIMA ALDIRMADILAR
Türkiye'de çok değer gören bir sporun en tepesine ulaşmış biri olarak söz söyleme hakkına sahip olduğumu düşünüyorum. Herkes böyle düşünüyor olacak ki, anayasal veya yasal bir sorun da olmamasından kaynaklanan Meclis çatısındaki bütün birimlerin bu konuda hemfikir olduğunu sorarak fikirlerimizden istifade etmek isteyen bir işi kabul ettik. Benim için bu işten alınan para, itibar, televizyona çıkmak önemli değil, orada ne söylediğim önemli. Bir kelime gördüm bundan sonra yapılacak her şey teşhir edilecek milletvekillerinin yaptığı, çok güldüm açıkçası. Çünkü ben teşhir edilecek bir şey yapmadım. Çok açık yaptım. Bu işte çok acı çektim, belki yabancıların bizim onlarca kat fazla aldıkları yerde onlardan çok daha düşük ücretlerle top oynadık bazen paramızı alamadık, bazen milli takıma müdahil oldu bunlar, 'bunu milli takıma almayın inançlarından dolayı' gibi sözler söyleyerek, hatta bir üç sene gibi süreçte milli takımda oynayamadım. İşte bunları yaşatan insanların bugün kalkıp da bunları söylemesinden çok rahatsız olmam.
ÇOK ABARTILI RAKAMLAR ORTAYA ATILIYOR
Başımız kıldan ince biz burası ne derse gereğini yaparız. Ama bunun benimle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Ben ne buradan kazanacağımla daha farklı bir servete sahip olurum, kazanmadan da çok şükür Allahın verdiği her şeye şükrederek hayatımızı devam ettiriyoruz. Zaten son noktada söylenenlere de gülüp geçiyorum, çok abartı rakamlar çıkıyor, toplumun ilgisini çekip onları işte çok farklı kulvarlarda insanlar var. Açıkçası biz herkese yetmeye çalışıyoruz.
FUTBOL VE SİYASET BİRBİRİNE BENZİYOR
-Milletvekilliği görevinizden önce uzun bir futbol geçmişiniz vardı. İkisi arasında bir karşılaştırma yapar mısınız?
Açıkçası futbola ilk girdiğim yıllarla kıyaslamak lazım. Çünkü 30 sene bu işi yaptım aşağı yukarı çok erken yaşlarda başladım. İşe ilk girdiğim zaman ki zorluk, işe alışana kadar her meslekte böyledir, bazı zorluklar var. Ama bu işin içerisindeyken çok siyasetçiyle arkadaşlığım, dostluğum oldu, bunların en tepesindeki isim de Sayın Başbakanımız. Belediye başkanlığı döneminde tanışmıştık kendisiyle. O döneme ait çok hatıralarımız ve fotoğraflarım var. Onu tanımaktan aynı hasletleri paylaşmaktan da ayrı bir mutluluk duyuyorum. Bu vesileyle siyaset hayli zor bir iş. Çünkü dün hiçbir zaman kalmıyor, bugün ve bundan sonrası için her gün bir şey yapmak zorundasınız. Futbol da öyle. Büyük bir benzerlik var. Başarının sürekli olabilmesi için her dakika bir şey üretmek, bir şey için uğraşmak zorundasınız. Sayın Başbakan da bunun en önemli temsilcisi. Böyle bir talep, böyle birlik beraberlik olunca da kendimi birden bu partinin içinde gördüm.