Duygularımızı aldılar,insani değerlerimizi aldılar. Karşılığında para mevki makam verdiler. Bizim gibi değerlerini korumak isteyenlere de akılsız dediler. Zaman gösterecek kim akıllı kim akılsız. Bu konuyla ilgili de Nasrettin Hoca'nın bir çoçukla hikayesi var. Burada anlatamıyorum, isteyene bire bir anlatırım. Öyle bir zamandayız ki; anne babalar çoçuklarının emrinde,adeta hizmetkarı. Amir,müdür,başkan personelinin hizmetkarı çünkü; yakayı kaptırmış açığını biliyor, hukuksuzluğunu biliyor, günahını biliyor. Nasıl görev yapacak bu yetkili?nasıl sorumluluğunu yerine getirecek? "Ben dürüstüm,sorumluluğumu bilirim.Benim zaafım yok." diyorsun,göreve talip oluyorsun.Aldığın cevap ise:RET.Niçin? ee bunun zaafı yok,biz buna istediğimizi yaptıramayız ki! Bu kişi hakedene hakkını verir,haketmeyene yol verir. Kırmızı kalemle direk listedeki ismini çiz... Bir tarihte Asil Nadir televizyonda konuşurken spiker sordu;İngilizler mal varlığınıza el koydu sahte ve mesnetsiz suçlarla suçladılar ne diyorsunuz? Asil Nadir "onlar mal varlığıma el koymuş olabilir ama kabiliyetlerime el koyamazlar,onları ben yaptım."dedi. Bizde diyoruz ki;kırmızı kalemle ismimizin üstünü çizmiş olabilirler, HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL. Gölbaşı halkı dava anlayışımızı,insanlığa hizmetimizi her zaman yapıcı,toplayıcı ve dürüst yaklaşımımızı iyi biliyor. Bu güzel hasletler yok edilemez,öldürülemez. Son olarak diyorum ki;zora talip olalım, sıkıntıya talip olalım,değerlerimize sahip çıkalım ve bozulmayalım.Rahatlık tuzağına düşmeyelim,özgürlüğümüzü ilan edelim.