Anadolu’yu 1071 yılında kazandığı zaferle yurt edinen Türk Milletini, o günden beri yerinden etmek isteyen Avrupa’nın tertip ettiği oyunlar aralıksız devam ederek günümüze kadar gelmiştir. Necip Türk Milletinin iman dolu göğsünde eriyen tüm saldırılarına rağmen, ehli salibin bitmek bilmeyen hücumlarına günümüzdede gereken karşılığı vermek, her makam ve mevkideki Türk evladının en asli görevidir. İslam mütefekkiri İbn-i Haldun “coğrafya kaderdir” der, Türk milleti kaderinin farkındadır. Mazlum coğrafyaların ve milletlerin her ne şart ve imkanda olursa olsun Türk milletinden umutla aman bekledikleri Bosna Hersek eski Devlet Başkanı merhum Aliya İzzetbegoviç’in “Tabuda konmuş da olsa, toprağa gömülmediği müddetçe Türk tek güvencemizdir” sözünde dile gelmektedir. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in “akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader” diyerek ifade ettiği tüm ağır şartlara rağmen Türk milleti tarihten aldığı iman dolu güç ile yoluna devam etmektedir.
Bundan tam yüz yıl önce yedi düvelin birleşerek Türk milletinin üzerine geldiği, ancak Necip milletimizin “Çanakkale Geçilmez” diyerek destan yazdığı Mart ayının içindeyiz. Yine aynı şekilde 1.Dünya Savaşında istediğini elde edemeyen Batı’nın, bu seferde başka tertiplerle yıllarca boyunduruğumuz altında olan maşa devletlerle üzerimize gelmeleri neticesinde verdiğimiz Kurtuluş Savaşı esnasında yazılan Milli Mutabakat metnimiz olan İstiklal Marşımızın kabul edildiği Mart ayını idrak etmekteyiz. Nesillerimize tarihimizi tüm yönleri ile mahiyetli bir şekilde aktarıp öğretmeliyiz ki vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi “Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın”.
Türkler, Anadolu’yu kılıçla almış ve yurt edinmişlerdir. Ancak elde tutmaları askeri tedbirlerin yanında idari, iktisadi, sosyal ve kültürel alanlarda attığı adımlarla olmuştur. Tarih tekerrürden ibarettir. Bugünde güçlü bir şekilde beka sorunu yaşamadan ayakta kalmamız, çok yönlü alanlarda tedbirler almamızla mümkündür. Liyakat, ehliyet, vatana ve millete sadakat ölçüsünde hareket edecek olan insan gücünü mobilize ederek ekonomik, idari, sosyal ve kültürel alanda tedbirler alacak bir siyasi irade, Batı’nın bin yıllık rüyasını kabusa çevirmeye devam edecektir. Bu duygu ve düşüncelerle tarihimizde önemli bir yere sahip olan İstiklal Marşımızın kabul edildiği ve Çanakkale Zaferinin kazanıldığı Mart ayını kutlayarak, vatan ve millet uğruna şehadet makamına eren şehitlerimizin manevi huzurunda saygı ile eğiliyorum