IMC Televizyonu'nda Ertuğrul Mavioğlu'nun yönettiği Gündem Müzakere programına katılan Zana, 6 Kasım 1991'de seçildiği TBMM'deki yemin töreni sırasında taktığı sarı, kırmızı, yeşil renkli bandananın bir Kürt annesi tarafından kendisine hediye edildiğini açıkladı. Zana, 12 Haziran seçimlerinden yeniden parlamentoya girmesi durumunda bu kez bandana değil ama türban takabileceğini söyledi. Türkçe değil, Kürtçe düşündüğünü söyleyen Zana'ya göre, Kürtler hükümete ortak olmakla yetinmek istemiyor.
TARAFLARI BEN BARIŞTIRIRDIM
Zana, "Biz hükümete ortak olmak istemiyoruz, az gelir. Devlete ortak olmak istiyoruz" dedi. Zana, IMC Televizyonunu da çok önemsediğini belirtti ve "Umarım barışın sesi olur" diye konuştu. IMC Haber Kordinatörü Ertuğrul Mavioğlu'nun yönettiği Gündem Müzakere Özel programına katılan Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Adayı Leyla Zana, gazeteciler Derya Sakak, Oral Çalışlar, Nuray Mert, Celal Başlangıç ve Mahmut Övür'ün sorularını yanıtladı. Son günlerde kendisi hakkında medyada çıkan eleştirileri de yanıtlayan Leyla Zana, "Hiçbir zaman kavgacı olmadım. Köyde yaşarken kız kaçırılırdı, ölüm olurdu, tarafları ben barıştırırdım" dedi. İki saat on beş dakika süren programda Zana, 1991'de milletvekilliği teklifi geldiğinde ilk tepkisinin ne olduğunu, Kürt sorununun çözümü için olmazsa olmazlarını, Kürt kadınının mücadelede neden en ön saflarda durduğunu anlattı.
MECLİSE TÜRBANLA GİDEBİLİRİM
Acaba bu sefer de türbanı mı takıp gitsem. Ecelime mi susadım, hayır. Bu başbakan çok umut verdi ama üniversiteden pek çok genç kızın hayatını kararttı. Eğitim alıyorlar. Beynini değiştiremediğin insanın örtüsünü değiştirmişsin ne olur. Biz her şeyi total aldığımız için bir türlü değiştiremiyoruz. Kürtlerde de Türkler de de ara formül yok. Bırakın eğitimini bitirsin, ondan sonra tartışılsın. Öyle bir şey yapsam ama bana kalmaz. Birileri bu görevi yerine getirmeli. Bir hakkın gaspı varsa o hak verilmeli. O parlamento tek tipliği öngörmüş. Herkes koyu renkli elbiseyle gelmeli, başı açık gelmeli. O parlamento insani gasplardan vazgeçmeli. Yemin metni de birkaç dilde edilmeli. Etnik kimlikten sıyrılmalı. Başbakan istese bunu rahatlıkla yapabilir.