Vatan Gazetesi'nden Öge Demirkan'ın haberine göre: Yüksekova'da 2 uzman çavuşun sokak ortasında şehit edilmesinin ardında lojman eksikliğinin yattığını belirten Emekli Uzman Çavuşlar Derneği Başkanı Merdoğlu 'Uzman çavuşlar lojmanların sadece yüzde 5'inden faydalanabiliyor. Diğerleri açık hedef' dedi
Yahya Karakaya (26) ve Murat Özkozanoğlu (25), Hakkari Yüksekova'da uzman çavuş olarak görev yapıyorlardı. Lojmanları olmadığı için de Yüksekova ilçesinde kiraladıkları evlerde aileleriyle yaşıyorlardı. Salı sabahı her sabah olduğu gibi 7:00'de eşleriyle vedaştılar ve birliklerine gitmek için sivil kıyafetleri ile evden çıktılar. İşte tam bu sırada silahlı kişilerin kurduğu pusuda saldırıya uğrayarak şehit oldular.
LOJMAN SORUNU
Onlar kendilerine pusu kuranlarla çatışma fırsatı bile bulamadılar. Hatta kimin ateş ettiğini bile göremeden şehit oldular. Yaşanan bu olaydan sonra hemen akla güvenlik zaafı geldi. Çünkü etrafta ne koruma vardı ne başka bir güvenlik önlemi? Peki iki uzman çavuş neden hayatını kaybetti? İşte bu sorunun cevabı, Emekli Uzman Çavuşlar Derneği Başkanı Esef Merdoğlu'ndan geldi. İki uzman çavuşun şehit olmasında saldırganlar kadar bölgede yaşanan lojman probleminin de suçlu olduğunu söylüyor Merdoğlu... Merdoğlu yaşanan lojman sorunun şöyle açıklıyor: "Askeri personelin lojmanlara yerleşmesini düzenleyen yönetmeliği göre, uzman erbaşlar toplam lojmanın sadece yüzde 5'inden faydalanabiliyor. Hakkari Yüksekova'da ise 3 birlik bulunuyor. Bunlar Hakkari Dağ Komanda Tugayı, Jandarma Özel Harekat Birliği ve Özel Kuvvetler Birliği. Bu üç birlikte ise binlerce personel görev yapıyor. Lojman sıyısı ise 300. Bu üç birlikte görev alan uzman erbaş sayısı ise yaklaşık bin 500. Bin 500 uzman erbaşın sadece 15'ine birlik içindeki güvenli lojmanlardan veriliyor. 15'in dışında kalan evli personel eğer ailesini Yüksekova'ya getirmişse mecburen ilçe içinde güvenliği olmayan yerlerde ev kiralamak zorunda kalıyor."
GÖREV SÜRELERİ UZUN
Merdoğlu'na 'Tehlikeli bölgeye uzman erbaşlar neden ailelerini götürüyor?'sorusunu sorduğumuzda ise bize şu cevabı veriyor: "Astsubay ve subaylar bölgeye 2 yıllığına gidiyor. Görev süreleri bu kadar. Dolayısıyla bir çoğu ailelerini götürmüyor. Bu yüzden birlik içinde kalabiliyorlar. Oysa uzman erbaşların görev süresi 5 yıl. Zorunlu olarak ailelerini götürmek zorundalar. Bu süre aileden uzak kalınamayacak kadar uzun süre."
Merdoğlu, görev süresi ile lojman sayısının birbirine bağlı problemler olduğunu söylüyor: "Demek ki burada iki sıkıntı var. Birincisi lojman sayısı ikincisi ise görev süresi. Yüksekova'da görev yapan uzman erbaşların bir kısmı garnizonda kalıyor, özellikle bekar olanlar. Ancak onun dışındakiler mecburen ilçe merkezinde ev kiralamak zorunda. Garnizon ise ilçeye yaklaşık 6-7 kilometre uzaklıkta. Kimisi servisle kimisi ise özel aracıyla gidiyor. Ama ilçe merkezinde kalanlar açık hedef."
KİMLİK AÇIĞA ÇIKIYOR
Uzman erbaşların görev süresinin 5 yıl olmasının güvenlik sorununa da sebep olduğunu söylüyor Merdoğlu: "Çalışma süresi uzun olduğu için 5 yıl içinde sivil de dolaşsanız zaten kimliğiniz açığa çıkıyor. Zaten bölgeye geldiğinizde sizin yabancı olduğunuzu biliyorlar. Dikkat çekiyorsunuz. Bölge halkı içinde örgüt sempatizanı olanlar da var. Onlar zaten örgüte bilgiyi veriyorlar. O andan itibaren de ailenizle birlikte tehdit altındasınız. Hadi siz garnizona gittiniz, aileniz savunmasız kalıyor. Onları nasıl koruyacaksınız? Ailesini korunmadığını bilen bir asker nasıl görevini rahatça yerine getirsin?"
BAŞKA OLAYLAR DA YAŞANDI
Merdoğlu, Yüksekova'da yaşanan olayın ilk olmadığını, daha önceden benzer olayların yaşandığını söyledi: "Bundan kısa süre önce Cizre'de Mehmet Çelikkol adlı bir uzman çavuş arabasında saldırıya uğradı. Arabada eşi ve çocuğu da vardı. Ağır yaralandı ve 1 hafta komada kaldı. Yüksekova'da daha önce de 2 arkadaşımız şehit olmuştu. Hakkari merkezde ise bir arkadaşımızın aracından eşini kaçırmaya kalktılar. Arkadaş havaya ateş açınça 13 yaşındaki bir çocuk hayatını kaybetti. Başka bir arkadaşımız görevdeyken de evine girmişler ve eşine saldırmışlar."
EVLENMEYİN
Merdoğlu, Yüksekova'da yaşanan olaydan sonra askeri birlikte toplantı yapıldığını ve bazı kararlar alındığını söylüyor: "2 uzman erbaşın şehit edilmesinden sonra ilçede ev kiralayan personele emir verilmiş ve güvenlikleri için garnizonda kalmaları gerektiği söylenmiş. Ailelerini ise memleketlerine göndermeleri sözlü olarak bildirilmiş. Ayrıca nişanlı olanlara da evlenmemeleri gerektiği, batı tayinlerine kadar ailelerini yanlarına almamaları söylenmiş. Oysa sorun evlenme sorunu değil, güvenli lojman sorunu. Ankara Eti Mesgut'ta 440 konut yapıldı ve 6 ayda teslim edildi. Yüksekova'ya gelen askere 'evlenme' demek yerine lojman temin edilmesi gerekir."
PROFESYONELLİK NEREDE?
Ordunun profesyonelleşmesi için yeni adımlar atıldığını söylen Merdoğlu, uygulama anlamında profesyonelce hareket edilmediğini söyledi: "Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ordunun profesyonelleştiğini söylüyor. Maaş alan ordu oluşturmakla profesyonelleşme olmaz, verdiğiniz hizmet de profesyonel olmalı. Yoksa kurda kuşu emanet etmekle görev yapılmaz. Lojman verilmediği sürece bu olaylar yaşanır. Anayasa'nın 41. maddesine göre devlet herkesin ailesini korumakla görevli. Ama korunamıyor. Hem de ülkeyi koruyan askerin ailesi..."
Şehitlere son veda
Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde teröristlerin silahlı saldırısında şehit düşen iki uzman çavuştan 25 yaşındaki Murat Özkozanoğlu'nun cenaze töreninde Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Lapanta gözyaşlarını tutamadı. Şehit uzman çavuşun 5 aylık hamile olan eşi Neziha Özkozanoğlu teröristlere lanet yağdırırken, "Şerefsizler korkun bizden. Bir asker daha geliyor. Sizin gibi kahpe olmayacak. Babasını arkasından vurduğunuz gibi vurmayacak benim oğlum" dedi. Şehit Özkozanoğlu, Kozan Aile Mezarlığı'ndaki şehitlikte toprağa verildi.
Piyade Uzman Çavuş 26 yaşındaki Yahya Karakaya, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi Merkez camiinde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. 15 Mayıs'ta şehit uzman çavuş Karakaya ile evlenen ve bir hafta önce onu görmek için Yüksekova'ya giden Funda Adile Karakaya, e∫inin tabutuna sarılıp, "Bitanem, beni bırakıp nereye gidiyorsun. Canım, böyle mi konuşmuştuk" diyerek son kez öptü. Şehidin annesi Salime ve kız kardeşi Durdu "Ona nasıl kıydınız, o daha 26 yaşındaydı" diye feryat etti. Baba Kamil Karakaya da, "Oğlum sana küstüm. Niye kalkmıyorsun ordan, yavrum" diye tabuta sarılıp ağladı.