Ülke olarak gerçekten zor günler geçiriyoruz...
Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de insan hayatı açısından son derece tehlikeli olan yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle can kaybı ve vaka sayısı artmaya devam ediyor. Kovid-19 salgınında virüsün bulaşıcılığının hızlı olması nedeniyle vatandaşların toplu olarak bulunduğu yerlerle ilgili önlemler alınmaya devam ediyor.
Dünyada ilk kez karşılaşılan ve ilk başlarda ne yapılacağı tam olarak bilinmeyen bu virüse karşı nasıl mücadele edileceği bile bilinmezken DEVLET hızlı bir şekilde adım atttı. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı virüsün yayılmasını engellemek için çok ciddi önlemler aldı. Tüm ülkede alınan önlemler Gölbaşı’nda da en üst düzeyde uygulanmaya başladı.
Gölbaşı Kaymakamlığı’nın öncülüğünde bir kriz masası oluşturuldu ve bu kriz masasından alınan kararlar bir bir alınmaya başladı. Hem Gölbaşı Kaymakamlığı, hem Gölbaşı Belediyesi, hem de diğer kurumlar Gölbaşı’ndaki koronavirüs sürecini çok iyi bir şekilde götürdü. Devlet tarafından alınan tedbirler vakit kaybetmeksizin harfiyen yerine getirildi, getirilmeye de devam ediyor.
Gölbaşı Belediyesi Ankara ilçeleri içerisinde koronavirüs sınavını en iyi veren belediyeler sıralamasında ilk sırada geliyor desek, yanılmış olmayız.
Umre’den gelen vatandaşların Gölbaşı’ndaki yurtlara yerleştirilmesinden bugüne kadar hem belediyemiz hem de kamu kurumlarımız çok ciddi çalışmalar yaptı. Bunların hesini burada tek tek saymaya gerek yok, zaten yapılan çalışmaların hepsi medyada yer aldı.. Yer almaya da devam edecek.
Ancak ben bu konuda çok ciddi bir konuya değinmek istiyorum. Umre’den gelen vatadndaşlarımız yurtlara yerleştirildiği gün sosyal medyada inanılmaz bir algı operasyonu yapılmaya başlandı. Sanki misafir edilen vatandaşlarımız virüslüymüş gibi bir muamele yapılmaya başlandı. Ancak geçen günler bize gösterdi ki, o vatandaşlarımız koronavirüslü değildi. Sadece testi negatif çıkan vatandaşlarımız 2 hafta kontrol altında tutulacaktı.
Açıkcası ilk haberi aldığımda ben de endişe ettim. ‘Acaba koronavirüslü hastalar mı Gölbaşı’na getirildi? diye sorduğum bile olmuştu.Ama geçen geçen süre içerisinde endişelerimin yersiz olduğunu gördüm.
Gölbaşı’nda yapılan 250 kişilik Devlet Hastanesi’nin de, koronovirüsle mücadele etkin bir şekilde kullanılacağı söyleniyor. Hatta bazı sosyal medya hesaplarında hastanenin açıldığı ve yoğun bakım ünitesinin kullanılacağı söyleniyor.
Dünya olarak olağanüstü günlerden geçiyoruz ve artık ‘Hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı’nı biliyoruz. O yüzden yeni devlet hastanesine koronavirüslü hastalar dahi tedavi edilse, hemen eleştirmek yerine süreci beklemekte fayda var. Hem zaten bu hastaneler, hastaların tedavisi için kullanılmayacak mı? Hastanede hastalar tedavi edilmeyecekse bu hastanelere ne gerek vardı? Bir kez daha üzerine basa basa söylüyorum. Yarın bir gün bu illetin kendimizin, sevdiklerimizin başına gelmeyeceğini nereden bilebiliriz ki? O yüzden biraz empati lütfen... Hemen acımasızca eleştirip, bizim sağlığımız için çalışanların şevkini kırmayalım.
Yazıma son verirken, virüsle mücadelede inanılmnaz bir özveri gösteren başta gece gündüz uyumadan çalışan sağlık personellerine, kolluk kuvvetlerine, tüm kamu kurumlarının müdürlerine, birim müdürlerine, belediye birim müdürleri ve çalışanlarına, basın emekçilerine, Gölbaşı Kaymakamı ve Gölbaşı Belediye Başkanı’na sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Son sözüm eleştirmeden önce bir kez daha düşünün! Nasıl 15 Temmuz'da birlik ve beraberlik ruhunu gösterdiysek, bu süreçte de hangi siyesi düşünceye sahip olursak olalım Gölbaşı olarak birlikte mücadelenin en güzel örneğini tüm ülkeye gösterelim. Ve evde kalarak bu mücadeleye destek verelim.