Ankara’nın Polatlı ve Haymana ilçeleri arasında uzanan Sakarya Meydan Muharebesi Harp Sahası, tarihi ve manevi değeriyle Türk milletinin hafızasında önemli bir yer tutuyor. Ancak bu eşsiz alan, taş ocağı ve Güneş Enerji Santrali (GES) projeleri nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Dünyanın en uzun meydan savaşı olarak tarihe geçen ve 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki dönüm noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Savaşın ardından, bölgedeki köy halkı, şehitlerin hatırasına saygı göstererek harp sahası boyunca yer alan siperlere dokunmadı. Ancak bu tarihi alan, son yıllarda Maden ve Enerji firmalarının hedefi haline geldi.
Bölgeye taş ocağı ve GES projeleri kurmak isteyen firmalar art arda ruhsat başvurusunda bulunuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, gönüllü kuruluşların uyarılarına rağmen birçok başvuruya olumlu yanıt vermesi, bu tarihi mirası ciddi bir tehdit altına sokuyor.
"Şehitlerimizin Hatırası Namusumuza Emanettir"
Gönüllü kuruluşlar, harp sahasındaki siperlerin ve şehitliklerin tespit edilmesi için çalışmalarını sürdürürken, yapılan ruhsat başvurularını yargıya taşıyor. Bu kapsamda Polatlı İlçesi Kocahacılı Mahallesi’nde kurulması planlanan bir GES projesine karşı açılan davayı üstlenen Gölbaşılı Avukat Levent Yüksel Orhan, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Ankara Kent Konseyi Tarihi Miras Çalışma Grubu üyesi olan Av. Orhan, şunları söyledi:
“Şehitlerimizin aziz hatırası hepimizin namusuna emanettir. Bu mesele siyaset üstü bir meseledir ve hepimizin ortak sorumluluğudur. Ankara 10. İdare Mahkemesi’nde görülen davada yargının bu tarihi ayıba dur diyeceğine inancım tam. Mücadelemizde bizi yalnız bırakmayan tüm hemşerilerimize şimdiden şükranlarımı sunuyorum.”
Av. Orhan’ın vurguladığı gibi, bölgenin tarihi ve manevi değeri başka hiçbir şeyle kıyaslanamayacak ölçüde büyük. ÇED süreçlerinin sağlıklı işletilmemesi ve yasal eksiklikler nedeniyle kolayca ruhsat alabilen projeler, sadece çevreye değil, aynı zamanda milli kimliğimize de zarar veriyor.
Tarihi Miras Tehlikede
Sakarya Meydan Muharebesi Harp Sahası, yalnızca bir savaş alanı değil, Türk milletinin bağımsızlık destanının yazıldığı kutsal bir toprak parçasıdır. Gönüllülerin ve duyarlı vatandaşların bu alanı korumak için verdikleri mücadele, milli değerlerimize sahip çıkmanın en güzel örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.
Tarihi ve çevresel yıkımlara karşı duyarlılık gösteren tüm vatandaşlara büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu toprakları korumak, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de onuru ve görevi olmalıdır.