Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme ve Hobi Kursları (BELMEK) kapsamındaki çini kursu, Anadolu toprağının sırlarla buluştuğu, tarihi öneme sahip bu geleneksel sanat dalını bugünlerden gelecek nesillere aktarıyor. Kent genelinde 6 bölgede 15 öğretici tarafından verilen kurslara 880 Başkentli kadın devam ediyor.
Tarihte genellikle mimari alanda, cami, köşk, saray, çeşme, türbe ve benzeri yapıların iç ve dış süslemelerinde kullanılan çini sanatı günümüzde yaygın olarak tabak, vazo, kupa, kase, sürahi, bardak ve benzeri ürünlerde süsleme sanatı olarak uygulanıyor.
Farsça “Çin’e ait” anlamına gelen Çinicilik; canlı renkler ve zengin motifler ile Türk süsleme sanatının öne çıkan unsuru olarak önem kazanıyor. Bir yüzü sırlı, özel kil ya da topraktan yapılarak pişirilen levha üzerine motiflerin çizilmesiyle ortaya çıkan çinide “çok renklilik, geniş yüzey alanları kaplama ve kalıcılık” özellikleri dikkat çekiyor.
Çini kursu hakkında bilgi veren BELMEK’in usta öğreticilerinden Feriha Esmer, bu sanat dalının inceliklerini öğrenebilmek için en az iki yıl kursa devam etmek gerektiğinin altını çizdi. Çini sanatının bir el becerisi gerektirdiğini dile getiren Esmer, “Özel bir yetenek gerekiyor ancak teknik ile de öğrenilebilir” dedi. Kursa kağıt üzerinde çizim ile başladıklarını ifade eden Esmer, “Daha sonra nüans vermeyi öğretiyoruz. Dersler, Türk tezhip motifleri, boya özellikleri, fırça tutuş şekilleri, obje üzerinde desen çalışması, çizgileri hareketlendirme şeklinde devam ediyor. Bir yıl içinde kursiyerlerimiz ancak çizim ve boyamayı kavrıyor, ustalık için kursa birkaç yıl devam edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Kursa büyük bir ilgi olduğunu vurgulayan Esmer, haftanın iki günü 09.00-16.30 arasında verilen derslerde, ayna, pano, tabak, kandil, çeşme bülbül, şekerlik gibi objelerin üzerine desen çalışıldığını söyledi.
Çini kursuna 5 yıldır devam ettiğini dile getiren kursiyerlerden Şükran Evrim, ağır bir hastalık sürecini BELMEK sayesinde atlattığını ifade etti. Çini kursunun kendisine terapi gibi geldiğini söyleyen Evrim, “Kemoterapi gördüm ve kötü günlerimde burada huzur buldum. Üretmek çok güzel bir duygu. Burayı, hocalarımı, arkadaşlarımı çok seviyorum” diyerek duygularını dile getirdi.
Nursel Altun da 3 yıllık çini dersleri sonucu ürettiği eserlerden para kazanmanın mutluluğunu yaşıyor. Altun, Adapazarı’nda Ramazan etkinliklerinde kurulan stantlarda ürettiği çinileri satışa sunarak, emeğinin karşılığını aldığını ifade etti.