1. YAZARLAR

  2. İsmail Demir

  3. "Trump'un Gazze Planı: 'Orayı Alacağız, Filistinlileri Gönderelim!'"
İsmail Demir

İsmail Demir

Yazarın Tüm Yazıları >

"Trump'un Gazze Planı: 'Orayı Alacağız, Filistinlileri Gönderelim!'"

A+A-

ABD Başkanı Donald Trump, bir basın toplantısında şok edici bir açıklama yaptı: “Gazze Şeridi'nin sahibi olacağız. Gerekirse asker de yollarız. Orayı kalkındıracağız. Binlerce istihdam yaratacak ve tüm Orta Doğu'nun gurur duyacağı bir şey olacak. 1,8 milyon Filistinli Ürdün, Mısır gibi ülkelere yerleşsin.” Bu sözler, neredeyse açıkça bir işgal planını öngören, yaklaşık 2 milyon insanın kaderini yok sayan bir açıklamadan başka bir şey değildi. Trump’un devamındaki sözleri ise durumu daha da vahim hale getirdi: “Gazze Şeridi'nde artık Gazze halkı değil, dünya vatandaşları yaşayacak.”

Bu tür bir söylem, uluslararası hukukun temel ilkelerine tamamen aykırı. İnsan hakları, toprakların işgali, yerel halkın göç ettirilmesi… Tüm bunlar, insanlığa karşı suç niteliğinde eylemlerdir. Ancak dünya, bu açıklamaya neredeyse kayıtsız kaldı. Trump’un sözleri, yalnızca siyasi bir söylemden öte, insan onuruna ve adalet anlayışına meydan okuyan bir tutumu yansıtıyor.

 

Hukukun İki Yüzü: Güçlünün Silahı, Zayıfın Zinciri

Uluslararası hukuk nerede kaldı? Bugün güçlünün zayıfı ezdiği bir araç haline geldi. BM raporları, Cenevre Sözleşmeleri, insan hakları bildirgeleri… Hepsi, masum kan dökülürken “tarafsızlık” adı altında suskunluğa gömüldü. İşgal altındaki topraklarda yaşananlar, insanlığa karşı suç niteliğinde: Evlerin yıkılışı, sivillerin hedef alınışı, temiz suya erişimin engellenmesi… Tüm bunlar, uluslararası hukukun “güçlüye dokunulmazlık” ilkesinin bir parodisi.

Trump’un açıklaması, bu ikiyüzlülüğü daha da net bir şekilde ortaya koydu. Gazze halkının varlığını ve haklarını tamamen görmezden gelen bu tür ifadeler, uluslararası sistemin ne kadar çarpık ve adaletsiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Batı’nın “demokrasi” nutukları ise, kanla sulanan topraklarda yankılanan bir yalan.

 

Vicdanın Ağır Yükü: Küresel Sessizlik ve Kaybedilen Değerler

Her gün ölen çocukların sayısı istatistiklere dönüşüyor. Bir babanın cesediyle oynayan askerler, bir annenin açlıktan şişen karnı, hastanelerin elektriksiz ameliyat masaları… Bunlar, medeniyet iddiasındaki bir dünyanın utanç belgeleri.

“İnsan hakları” kavramı, yalnızca Batı’nın çıkarlarına hizmet ettiğinde anlam buluyor. Gazze’deki bir çocuğun gözyaşı, New York borsasında bir hisse senedi kadar değer görmüyor. Peki ya Yahudi lobilerinin, finans baronlarının küresel sistemi domine edişi? Bu, demokrasi değil; paranın tahakkümü. Dünya, bir avuç insanın çıkarları için dönüyor. Gazze’deki katliamlar, Batılı liderlerin “endişe” açıklamalarıyla geçiştiriliyor. Sanki insan hayatı, siyasi dengelerden daha önemsiz…

Trump’un açıklamaları, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne seriyor. Gazze halkının varlığını ve haklarını görmezden gelen bu tür söylemler, insanlığın vicdanına ağır bir darbe indiriyor.

 

Müslüman Coğrafyası: Tepkisizliğin Ağır Vebali

En acısı da bu: Müslüman devletlerin çoğunun sessizliği. Petrol gelirleri, siyasi çıkarlar, Batı’yla kurulan ticari ilişkiler… Hepsi, insanlığın çığlığını bastırıyor. Türkiye’nin cesur duruşu, Katar’ın diplomatik çabaları takdire şayan, ancak tek başına yeter mi? Suudi Arabistan’dan Mısır’a, Pakistan’dan Endonezya’ya… Neden hâlâ ortak bir ses yok? Kudüs’teki Mescid-i Aksa, tüm Müslümanların ortak kıblesi değil miydi?

Trump’un açıklamaları karşısında, Müslüman coğrafyasının bu denli tepkisiz kalması, tarihin ağır bir sorumluluğuyla yüklenecek bir sessizlik olarak kaydedilecek.

 

Çağrı: Vicdanların İsyanı

Artık sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır!

  • Hukukçular, bu katliamları “soykırım” olarak tanımlamalı.
  • Sivil toplum, dijital çağın gücünü kullanarak dünya kamuoyunu harekete geçirmeli.
  • Müslümanlar, Kudüs’ü savunmak için tek yürek olmalı.
  • Her insan, sosyal medyadan sokaklara kadar zulmü lanetlemeli.

Unutmayalım: Tarih, zalimleri asla affetmedi. Hitler’i, Mussolini’yi, Saddam’ı… Hepsi, halkların direnişiyle yıkıldı. Bugün Gazze’de yaşananlar, yarın hepimizin kaderi olabilir.

 

Son Söz: İnsanlık Onuru İçin

Bir Filistinli çocuğun gözündeki korku, dünyanın tüm “medeniyet” iddialarını yerle bir ediyor. Bizler, insanlık adına konuşmalıyız. Çünkü zulme sessiz kalan, zalimin yanındadır. Gazze yanıyor; yangını söndürmek için yalnızca dua yetmez. Vicdan, eylem ister.

“Bir kişinin ölümü trajedidir, milyonların ölümü ise istatistik.”
— Stalin’e atfedilen bu söz, bugün Gazze’deki her istatistiğin ardında bir trajedi olduğunu hatırlatıyor. İnsanlık, bu istatistikleri durdurmak için ayağa kalkmalı.

 

Av. İsmail DEMİR

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 434 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar